Oyumuz kutsaldır, bunu biliriz;
Ağlanacak hale her dem güleriz.
Seçimden seçime koşup dururuz;
Başımızı taştan taşa vururuz!
Kim arsız, kim hırsız, kim üçkâğıtçı,
Ağız dalaşının ne gereği var;
Şiirde, yazıda sıkıyor artık...
Yorum yapmak bile sorun oluyor;
Durumdan vazife çıkaranlar var...
Sitemiz seçkindir, özde dostluk var;
Doğarken ağlarız,
Yaşarken devam…
Umut kovalarız
Her dem vesselam!
Acıya güleriz,
Hatalar el öper, ararım seni!
Yeteneğin âlâ, överim seni!
Ne müdahaleymiş! Kutlarım seni!
Webmaster, webmaster! Severim seni!
Sayaç yalpa vurur, taklalar atar!
Eller akılsıza, biz akıllıya
Hasretiz adeta; sonu hayrola!
Varsa bir sıkıntın, çözüm bulunur.
Yine wow’lıyorsun, bir şey mi oldu?
Yayvan ağzın garip ses çıkarıyor;
Yerin yurdun yoktu, düşmanın çoktu
Çağlardır yalnızdın, tutanın yoktu
Türkler değer verdi hem de fazlaca
Şımarık oğlanı oynarsın anca
Yahu! Netanyahu, n’oluyor yahu?
İlgi, sevgi, saygı hepten içtendi;
Güzeldi, güçlüydü çoğu dostluklar.
Geçmişin izleri yitmiyor böyle;
Var mısın, yok musun; sen onu söyle!
Anlayış, hoşgörü her zaman vardı;
Nalıncı keseri gibi yontarsın
Her şeyi kendine; pek bastırırsın
Yavuz hırsız gibi ev sahibini;
Yanına kâr kalmaz, verir dersini!
Kefenin cebi yok, taşıyamazsın
Hani dünyanın merkezisin ya;
Her şey senin etrafında,
Seninle birlikte,
Sana göre
Hüküm sürmekte!
Kötülükten vazgeç, yazık edersin;
Ektiğini bir gün mutlak biçersin.
Son pişmanlığın hiç yarar sağlamaz;
Bu dünya sana da, bana da kalmaz!
Kıskançlıktan vazgeç, pek yazık olur;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!