Doğuran, doyuran, bakıp büyüten,
İlgiyi, sevgiyi esirgemeyen,
Konuşmayı bile içten öğreten
Anneyi her zaman sayıp anmalı…
Şefkat halısını yerlere seren,
Gücün, silahın ve yetkin var diye
Haddini aşarak zulmetmen niye?
Mazlumu acıtan eller kurusun;
Tüm insafsızların kökü kurusun!
Savunmasızları Allah korusun!
Boşa geçmesin yıllar, aylar, günler, saatler;
Bil ki kısadır ömür, gerçekleşmez tüm düşler…
Yitirme hevesini, bir gün kavuşacaksın;
Tutulsa bile dilin er geç konuşacaksın...
Gücenmene gerek yok kalbine ve beynine;
Yüreğin sıkışır sesini duysan
Kısmetin kesilir yüzüne baksan
Tekerin ters döner elinden tutsan
Aman, uzak dursun, beni unutsun!
Ondan ne köy olur, ne de kasaba
Birliğe beraberliğe el-ân daha çok muhtâcız,
İle-l-ebed var olmayı mutlaka başaracağız;
‘Böl, parçala, yut! ’ taktiği mâzide hep zarar verdi,
Bize bizden gayrı dost yok, yok etmek düşmanın derdi...
Tek bayrak ve tek yürekle nice mâni’alar aştık,
Merhamet avcıları zamanla çoğalıyor,
Cüzdanlar hedeflenip vicdanlar yoklanıyor;
Kendine acındırmak için rol yapılıyor,
İyiler kandırılıp gönüller okşanıyor...
Merhametten marazın türediği bilinir,
Bize zeki değil, akıllı gerek;
Aklını kullanmak hiç de zor değil…
Tembellik sineye işlemiş olsa,
Yine kurtarırsın, kafanı yorma...
Velev ki bardağı dolu göresin…
Düştü cemre havaya; sırada su, toprak var
Birer hafta arayla doğada canlanma var
Böyle gelirmiş bahar; mis kokacak topraklar
Isındıkça tabiat yürekte ısınma var
Güzel söze değil, öze bakmalı;
Helal etmek kolay, ince tartmalı!
Asla mutsuzluğu dilemiyorum;
Sende hakkım var mı, bilemiyorum.
Adın sanın belli, yazmaman ayıp;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!