Yaşına başına hiç aldırmadan,
Nerdeyse zil takıp oynayacaksın!
Nedendir bu coşku biz de bilelim;
Güzel oynamazsan, yardım edelim!
Bazen esiyorsun pek çaktırmadan,
İddialı değilim, sadece yazıyorum;
Beğenin, beğenmeyin; yazmayı seviyorum…
Yazdığım her şiirin yorumu içindedir;
Kimseyle bir derdim yok, derdim kalemimledir…
‘Yaz! ’ diyorum, yazmıyor, o zaman kızıyorum;
Acı tatlı anılarla bu günlere kadar geldik,
En güç koşullarda bile özümüzü yitirmedik.
Sevdik, saydık, hoş gördük ve asla bencillik etmedik;
Dayanıştık ve üleştik; gölgemizle güreşmedik!
Bize bizden başka gerçek dost yok; düşmanımız pek çok!
Herkes her şeyi çok iyi biliyor
Ya, işte bu yüzden dert hiç bitmiyor!
Kimse kimseye pek güvenemiyor;
Ulusumuz bundan her dem çekiyor.
Öğrenmek sonsuz bir süreç deniyor,
Birinci emir: ‘Oku! ’,
İkinci emirse, ‘Yaz! ’,
Üçüncü emir: ‘Aktar! ’;
Tamamı Kur’ân’da var...
Her üçü de selâmdır,
Ölüler ve bebekler seçimde umut (!) oldu;
Yoksulluk, geçim derdi, nedense, unutuldu…
İşçi, memur, emekli, dul, yetim, esnaf mağdur;
Trafikte yeşil, ‘Geç! ’; kırmızıysa, mutlak ‘Dur! ’
Zanlı, tanık, müşteki, yargıç, savcı, avukat;
Hakikat şarabın içmek istersen,
Aslına mutlaka dönüp bakasın;
Sırat köprüsünden geçmek istersen,
Dil, dimağ ve kalple Ona tapasın...
İnancın tam ola varayım dersen
Eskiden daha canlı, daha heyecânlıydık;
Biraz iyilik görsek, duygulanır ağlardık;
Karşılık beklemeden yardımlara koşardık;
Sever, sayar, hoş görür, diğerkâmlık sunardık...
Hâl hatır sormak için bayramı beklemezdik;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!