Senin sesin Sema'dan inen meleklerin
kanat çırpışı gibiydi
Yada serçelerin bir avuç suda raksı gibi…
Yağmurun gül yaprağını buse kondurması gibi
Bir taze yağmurdu sesin
Bir turnanın iç çekişiydi adeta
Muhannet telinden ördün ağları
Bu senmisin diye şaşıyorum bak
Önüme çıkan en zorlu dağları
Bismillah deyip de aşıyorum bak!
Ne saf sevgimin kıymetini bildin
Yağmur yüklü bulutlarla geldin
Bir sevda sabahı
Bende ki Keremin
gözyaşıyla demlenen ahı.
Bir bıçak sırtı bu sevda
Şimdi buralarda hederim
Seni sevmek asmada kara salkım
Ruhuma bir lahza asılı kaldı aklım.
dağda kekik, bir bardak çayda dem
seni sevmek kalp atışı dudakta nem.
Seni sevmek değerden daha değer
Bir sevdamız vardı temiz, riyasız
Çekipte gittin selamsız sabahsız,
Seni nede çok sevmiştim vefasız,
Beni kıvrım, kıvrım yola düşürdün.
Deli gönlün suskunluğa bıkmadı
Şu an hastayım, gözüm kapıda
İçeri ilk giren sen olsaydın yâr
Dudağıma vurmuş içimdeki nar
Bir yudum su veren sen olsaydın yâr!
Sır çiçekleri açmış gamzelerinde
Aşkın duama düşer, gümanı şimdi
Meğerki zemzem buğusu gözlerinde
Ahımda tüter yayla dumanı şimdi.
Solar mıydı bilmem seninle açan gül?
Uzaklardan sevdasına yandığım
Gülüşüne ekmeğimi bandığım
Bir gün çıkar gelir diye sandığım
Geçti bilmem kaç mevsim yaz şimdi
Sensiz her sabah ayaz şimdi.
Bir yüküm var ki çekemez sağlar
Yürek enginim de bir turna ağlar.
Ateş olsa önümde en yüce dağlar
O ateşte ben yürürüm sen üzülme.
Eksinler tohum misali seni tenime
Toprak olur ben çürürüm sen üzülme!.
Yeter ki sen boy ver, kök sal yüreğime
Damla damla ben eririm sen üzülme!.
Sürgünüm sevdana bugün yarında




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!