Gönül nasıl bir şey nasıl bir belâ?
İstemeden bir güle olur müptela.
Sevilmezde sevmeye devam eder
Aldırmaz, bu yolda olsa da heder.
Teslim olur aşka, boynu bükülür
Gönül odur, doğar yedi iklime
Bir nehir misali akarda gider
Işık olur, bu karanlık aklıma
Güneş olur biraz yakarda gider.
Gönül odur seni sarar bağrına
Gönül bir hazine, gizemli bir sır
Bilemezsin gönlümdeki dikeni
Nerden bileceksin,hemde kaç asır?
Zincirsiz içinde dağları çekeni.
Bir fırtına esti sevda çölünden
hep çözüldük ara ara sevdiğim
kan damlıyor zerafetin gülünden
bendim düşen ahu zara sevdiğim.
Gurbet kokar benim kelimelerim
Beni bir gün hiç kimseye değil de
Edebi erkân-ı bilene götür.
Ellerimden tutup biraz eğil de
Şavkıyla dağları delene götür.
Dilimde mühürlü, iki hecede
GÖTÜRSÜN
Bir ah çekip saldım saba yeline
Akan gözyaşımı yâra götürsün
Dokunsun ak düşmüş zülfün teline
Vefasız gönlünü zara götürsün.
Aşk vurur dediler ben inanmadım
Yad ellerde beni buldu sevdiğim
Mevsimsiz bir kıştı attığım adım
Kar borandı, olan oldu sevdiğim.
Saklımda kalsa da elemli keder
Fem-i Muhsin özde olan erdemin
Dilin yine bala değmiş sevdiğim
Gülüşünde düğümlenen gül zemin
Bir çiçekli dala değmiş sevdiğim.
Gözlerin ki cenneti bulduğum yer
Sukutu firakın ölümden beter
Ölürsem haberin olmaz sevdiğim
Gönül dağlarıma ektiğin güller
Hazan vursa bile solmaz sevdiğim.
Ayrılıkta bir gün, bir yıl sayılır
Bütün güzeller bir şöyle dursun
Beni yüreğimden vuran gelsin!
Ruhumda yolculuk ummana doğru
Bu gönül tahtım da duran gelsin.
Bir gurbet kokusu, getirsin hemde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!