Bir ümidin ardında, bin ümit var
Olsa da en sarp dağların ardı kar
Gülüm diye bağrıma bastığım yar
Şimdi sessiz diken oldu neyleyim.
Bilmem sitemime sözler yeter mi
Yüreğimde sessiz yanan tütünüm
Kopamam ki ben derdimle bütünüm
Seni sevmek bir sanattır, son sözüm
Kalbimden dünyaya baktığım gözüm.
Her müşküle bir çare buldum amma
Yüreğimin tam orta yerinde
yanardağlar
Gözü yaşlı bulutlar ağlar
Ve bulutlar değil
dağlarda ağlar.
içimde bir yara Filistin
O başkaydı
O bambaşbaydı
Yüreğim sürgün bir aşkaydı.
Gökyüzünden silerdim bulutları
O bir dolunaydı
Baharda gelen turnaydı
Seni anlattım da şiirlerimde
En nadide çiçek oldu sevdiğim
Mor alevin kavurduğu biçimde
Aşkımın yarası boldu sevdiğim.
Sevgiyle yaslandım gül gölgesin
Bıraktın beni en zorlu seçime
Sussam, susamıyorum ne çare
Erimiş kurşun gibi çöktün içime
Küssem, küsemiyorum ne çare!
Sevdamı bıraktın sabrın yeline
Turnaların kanatlarına yüklü dağlar
dağların doruklarında boran kar
Zincirlenmiş kelimelerden kan sızar
mahkum edilmiş ellere gül bırak
ben bu çöllerde acemi çırak .
Yüklense de üstüme dert ile hüzün
hayallerime düşer hep aydınlık yüzün
bir duru su misali o naif gözlerin
gönül tarlamın has çiçeği gülüşlerin.
Dudağında biten hangi çilek kırmızısı
Zaman ne tez geçti güze düştü dem
Mevsimler üşüdü, gözümde o nem
Dilimde titreyen, hep aynı sitem
Ömrümüz çıkar mı yaza sevdiğim?
Siyah beyazdır mazi, bu dilim lal
Yüreğime değdi kanadı kaderin
Sevda ki bir kördüğüm mevzu derin
Semanın ritminden süzülen gözlerin
Beni bir ummana saldı da gitti.
Yazgım da küllenen hakikat varda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!