Gül gülüşlüm kalbime güller eker
Beni bir sonsuz ummana çeker
İçimizde olmuş belli ki şeker
İkimizi kaynatıp bal eylemişler.
Mademki yanarım sevda narına
Gül koynuna düşen hasretim
Dünyadaki varlığım, ahretim.
Sevdanın verdiği hazla yaşarım
Yüreğine dokunduğum nazla yaşarım
Dokunsan yüreğime fazla yaşarım
Ve Sen!
Ve Sen, bu sevda yolunda;
Susadıkça içmeye mecbur kaldığım,
mataramda ki tuzlu suyum...
Dönüşüm yok biliyorum, ben buyum.
Akşam üstü kapansa da kapılar
Besmeleyle başlar duamız bizim
Şafağın ardında başka şafak var
Tek vatan Türkiye sevdamız bizim.
Ey şanlı mazim, aziz ecdadım!
Çakalların uluduğu yokuşlarda ben varım
Gâh ovalarda rüzgâr, gâh dağlarda karım
Dualarımı bırakmam eğreti bırakmam yarım
Ne yıldım, ne bıktım; hâla taze umutlarım.
Taze yağmurlar altında ıslanan bir benim
Artık vakit çok geç kapat gözlerini
Kopardı zaman kırdı zincirlerini
Topla artık tası tarağı, keşke’lerini
Gölgeler uzamış gün aşmak üzeredir.
Serçelerde gitti, kanaryalarda
Her gün bakıp bakıp aynı resmine
Bağlamışım bir ömrümü ismine
Üzülmem ki uzak kalan cismine
Ruhun bende sevdan bende zar bende.
Bir türküdür bu dilime düşüyor
Sen düşersin aklıma bir akşam üstü
içimde üşür yalnızlıklar
bazen ümitsizlik kemirir içimi
seni düşünürüm duru, arı
sen düşersin aklıma
volkanlar yanar erir aşılmaz dağların karı.
Seni anlattım da şiirlerimde
En nadide çiçek oldu sevdiğim
Mor alevin kavurduğu biçimde
Aşkımın yarası boldu sevdiğim.
Sevgiyle yaslandım gül gölgesin
Seni öyle sevmiştim ki
önce garibine gitti.
Ve ben seni öyle sevmiştim ki
Alev alev yanan Kerem gibi,
çaresizmiş gibi, verem gibi



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!