Ervah-ı âlem de Hakk ile and'ım
Fani sevdalara boş yere kandım
Sevilen her şeyi sınırsız sandım
Şimdi hepsi yalan oldu neyleyim.
Sevmiştim o yâri, ceylandı tekti
Bir gün şarkımı söylerse dağlar taşlar
İçimde sana doğru yolculuk başlar...
Vefalı ol ey gönül, su kadar ırmak kadar!
Seni gül ile karşılayan çiğnediğin toprak kadar.
zümrüt dağların doruklarında kanat açan yar
Uzaktan bana laf sokan yâr
Kurşun atsa eli gül kokan yâr.
Kurşun sıksan gül düşer bu yürekten
Neylersin ki kolum kırık kürekten.
Aşığım ben, başağımda taneler
Yüreğimin kıvrımlarında süzülen sızım
belki de buydu alın yazım
senin gözlerinde denizler mi kurudu mihri.?
Kuşlar konmuyor artık gözlerinin pervazlarına
ben ümitlerimi serptim gecenin yıldızlarına
Mavi kuşlar konmadı mı hâla gözlerinin saçaklarına
Menekşeler saklı yüreğinde
Ellerin di akşam üstü ıslanan
Lal şimdi sümbüller sevgili canan
Ahına düşmüş, bir bendim yanan
Lütfudur bu sevda yüce Rahmanın.
Belki nasipti, bilmediğim anda
Bu münzevi dilime bir tat düştü.
Karlı dağlarda hem kış ortasında
Bana boz bulanık bir hayat düştü.
Ben alışığım yanan mor güllere
Bir ay var elimde bir güneş benim
Sayende oldu senin, öğretmenim.
Görüyorsa baharı bu gözlerim,
Gül damlası bağlar senin eserin.
İlim, irfanla kuşandın zamanı,
O kadar güvenme gençlik çağına
Nefes senin değil, can senin değil.
Hazan gelip düşer gönül bağına
Bu yurt senin değil, han senin değil.
Şu doğan güne bak, batana inat
Bin dua dilimde, içimde mahşer
Bir ateş yüreğime kat kat düştü
Süzüldü semadan ak güvercinler
Hüzün gözlerime refakat düştü.
Naif gölgeler gülşen'i sararken
İçime oturan güneş
Çekme sakın perdeni
ışığın düşsün yönüme
Kapatma gözlerini.!
Mat şafaklarda ayazım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!