Beni zaman kuşatmış, mekân kelepçelemiş; Ne sanattır ki, her şey, her şeyi peçelemiş… Perde perde verâlar, ışık başka nur başka; Bir ânlık visal başka, kesiksiz huzur başka; Renk, koku, ses ve şekil, ötelerden haberci; Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan ezberci? Yoksa göz, görüyorsun sanmanın öksesi mi? Fezada dipsiz sükût, duyulmazin sesi mi? Rabbim,Rabbim, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen! Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen! Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş! Azap var mı alemde fikir çilesine eş? Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor; Çilesiz suratlara tüküresim geliyor! Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum; Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum! Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli? Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli? Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır; Belki de benliğinden kaçabilene hazır. Hâtıra küpü, devril, sende ey hayal, gömül! Sonu gelmez visalin gayrından vaz geç, gönül! O visal, can sendeyken canını etmek feda; Elveda, toprak, güneş, anne ve yâr, elveda!
V abesteyim yâr sana, anla artık hallerimi İ ğbirârın nicedir? Çözemiyorum S âdâ-yı imdadımı duy, tutuver ellerimi A lem-i dîdâra yâr, senle varmak istiyorum L â-yezâl o diyarda senin olmak istiyorum
yazılmışım sayfalarına okuyanlar, beni hep sen sanıyor hüküm giyildi yola çıkıldı gayri bütün yollar hep visale varıyor
visal, deniz ben bir damlayım visal, dudak ben bir duayım visal tiryak ben bir yarayım visal gerçek ben bir rüyayım söyle visal, seni nerde arayım? salladıkça beşiklerde visal büyüyor..
şimdi ben aslında varım öyle mi? şimdi ben aslında senim öyle mi? şimdi ben mevsimde bir'im öyle mi?
her masal seni anlatıyor visal okuyanlar, beni hep sen sanıyor
Bilmeceydin sen bana hatırlar mısın ey yar Kimi gün divaneydim başıboş sokaklarda Avare bir ümidin gölgesiydim kimi gün Belki VİSAL gizlidir hıçkıran dudaklarda Hicranın kıyısında belkisiz tebessüm var
Bugün günlerden 'visal' dir.
VİSAL... (sevgiliye kavuşmak)
Beni zaman kuşatmış, mekân kelepçelemiş;
Ne sanattır ki, her şey, her şeyi peçelemiş…
Perde perde verâlar, ışık başka nur başka;
Bir ânlık visal başka, kesiksiz huzur başka;
Renk, koku, ses ve şekil, ötelerden haberci;
Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan ezberci?
Yoksa göz, görüyorsun sanmanın öksesi mi?
Fezada dipsiz sükût, duyulmazin sesi mi?
Rabbim,Rabbim, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen!
Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen!
Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş!
Azap var mı alemde fikir çilesine eş?
Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor;
Çilesiz suratlara tüküresim geliyor!
Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum;
Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum!
Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli?
Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli?
Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır;
Belki de benliğinden kaçabilene hazır.
Hâtıra küpü, devril, sende ey hayal, gömül!
Sonu gelmez visalin gayrından vaz geç, gönül!
O visal, can sendeyken canını etmek feda;
Elveda, toprak, güneş, anne ve yâr, elveda!
Necip Fazıl Kısakürek
V abesteyim yâr sana, anla artık hallerimi
İ ğbirârın nicedir? Çözemiyorum
S âdâ-yı imdadımı duy, tutuver ellerimi
A lem-i dîdâra yâr, senle varmak istiyorum
L â-yezâl o diyarda senin olmak istiyorum
Dönmek mi? Ne mümkün geriye dönmek,
Düştüyse gönüller bu melâle.
Bir eldir ufuklardan uzanmış,
Zulmet bizi çekmekte visâle.”
Ahmet Haşim
Beni zaman kuşatmış, mekan kelepçelemiş,
Ne sanattır ki: her şey her şeyi peçelemiş...
Perde perde veralar, ışık başka nur başka;
Bir anlık visal başka, kesiksiz huzur başka;
Renk, koku ses ve şekil, ötelerden haberci;
Hayat mı sürdüğün, kabuğundan, ezberci?
Yoksa göz, görüyorsun sanmanın öksesi mi?
Fezada dipsiz sükût, duyulmazın sesi mi?
Rabbim, Rabbim, Yüce Rab, alemlerin Rabbi, sen!
Sana yönelsin diye icad edenkalbi, sen!
Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş!
Azap var mı âlemdefikir çilesine eş?
Yaşamak zor, ölmek zor, erişmek zor mu zor;
Çilesiz suratlara tüküresim geliyor!
Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum;
Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum!
Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli?
Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli?
Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır,
Belki de benliğinden kaçabilene hazır.
Hâtıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül!
Sonu gelmez visalin gayrından vaz geç, gönül!
O visal, can sendeyken canını etmek feda;
Elveda, toprak, güneş, anne ve yar, elveda!
..................................................................nfk
kavuşmamız yakın
kısalan yolların uzadığını
kulağıma fısıldıyor her diken
mehdabına gömdüm hayal çağını
senden geliyorum sana gelirken
sevgiliye kavuşmak
sevgiliye kavuşmak
Vâsıl olma. Sevdiğine ulaşma.
bilmiyorum ve size soruyorum
Yıldızlar kayarken ağlayan çocuk
Gülmez misin, desem ki leyl-i visal var?
Baharı beklerken solan gelincik
Açmaz mısın, desem ki leyl-i visal var?
yaşamak hayalinle
tutuşmak visalinle
buluşmak emsalinle
bilmem ki bu deva mı?
yazılmışım sayfalarına
okuyanlar, beni hep sen sanıyor
hüküm giyildi
yola çıkıldı gayri
bütün yollar hep visale varıyor
visal, deniz
ben bir damlayım
visal, dudak
ben bir duayım
visal tiryak
ben bir yarayım
visal gerçek
ben bir rüyayım
söyle visal, seni nerde arayım?
salladıkça beşiklerde visal büyüyor..
şimdi ben aslında varım öyle mi?
şimdi ben aslında senim öyle mi?
şimdi ben mevsimde bir'im öyle mi?
her masal seni anlatıyor visal
okuyanlar, beni hep sen sanıyor
Bilmeceydin sen bana hatırlar mısın ey yar
Kimi gün divaneydim başıboş sokaklarda
Avare bir ümidin gölgesiydim kimi gün
Belki VİSAL gizlidir hıçkıran dudaklarda
Hicranın kıyısında belkisiz tebessüm var
Gözyaşının gül kanadına değdiği andır,
Bülbülün gülle visali.
Kalbin huzurla visalidir,
Gözyaşının gözle visali...