Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.
Rabbim hak yolda hakkı ile yürüyenlerden eylesin.amin....
Bismillahirrahmanirrahim 'Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. '
Ey Nâs!
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.
İnsanlar!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.
Ashâbım!
Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.
Ashâbım!
Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin. Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.
Ashâbım!
Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.
Ey Nâs!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını) , yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Mü'minler!
Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.
Ey Nâs!
Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.
Ashâbım!
Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.
Mü'minler!
Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.
Ey Nâs!
Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.
Ashabım!
Allah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.
Ey Nâs!
Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:
Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.
Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:
Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccında, 8 Mart 632, Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi’nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa hitabına verilen isim
10 aralık 1948 New York'ta kaleme alınan evrensel beyannameden 13 asır önce H.Z.Muhammed Mustafa(S.A.V) tarafından deklare edilen ilk ve gerçek insan hakları evrensel beyannamesidir.
Veda Hutbesi:Hz.Muhammet Mustafa (s.a.v) efendimizin en son hutbesidir.Bütün zamanların en manidar ve güncelliğini koruyan muhteşem bir hitabetidir.Aşağıya alıyorum.Okuyanlar okutanlar şefaatine nail olsunlar inş.
VEDA HUTBESİ
Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi
olarak bir daha birlesemeyecegim.
Ashabim!
Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise,
bu sehriniz (Mekke) nasil mübarek bir sehir ise, canlariniz, mallariniz,
namuslariniz da öyle mukaddestir; her türlü tecavüzden korunmustur.
Ey Ashabim!
Yarin Rabbinize kavusacaksiniz ve bugünkü her hal ve hareketinizden
muhakkak sorulacaksiniz. Sakin benden sonra eski sapikliklara dönüp de
birbirinizin boynunu vurmayiniz! Bu vasiyetimi burada bulunanlar,
bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunupta isitenden
daha iyi anlayarak, muhafaza etmis olur.
Ashabim!
Cahiliyet devrinde güdülen kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim
ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Rebia'nin kan davasidir.
Ey Ashabim!
Bugün seytan sizin su topraklarinizda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak
gücünü ebedi surette kaybetmistir. Fakat siz; bu kaldirdigim seyler disinda,
kücük gördügünüz islerde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi
korumak için bunlardan da sakininiz!
Ey insanlar!
Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye
ederim. Siz kadinlari, Allah emaneti olarak aldiniz; onlarin namuslarini ve
iffetlerini Allah adina söz vererek helal edindiniz. Sizin kadinlar üzerinde
hakkiniz, onlarin da sizin üzerinizde haklari vardir. Sizin kadinlar üzerindeki
hakkiniz, onlarin aile yuvasini, sizin hoslanmadiginiz
hiçbir kimseye çignetmemeleridir. Eger razi olmadiginiz herhangi bir kimseyi aile
yuvaniza alirlarsa, onlari hafifce dövüp, sakindirabilirsiniz. Kadinlarin da sizin
üzerinizdeki haklari mesru bir sekilde, hertürlü yiyim ve giyimlerini temin
etmenizdir.
Ey Mu'minler!
Size bir emanet birakiyorum ki, ona*****i sarildikça yolunuzu hiç sasirmazsiniz. O
emanet Allah kitabi Kur'an'dir.
Ey Mu'minler!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanin kardesidir;
böylece bütün
müslümanlar kardestir. Din kardesinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz
baskasina helal degildir. Meger ki, gönül hoslugu ile kendisi vermis olsun.
Ey Ashabim!
Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakki vardir.
Ey Insanlar!
Cenab-i Hak her hak sahibine, hakkini (Kur'an'da) vermistir. Varise vasiyet
etmege lüzum yoktur. Çocuk kimin döseginde dogmussa, ona aittir. Zina eden
için mahrumiyet vardir. Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz, yahut
Mü'minler!
Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.
Rabbim hak yolda hakkı ile yürüyenlerden eylesin.amin....
Bismillahirrahmanirrahim
'Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür. '
Ey Nâs!
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha berâber olamayacağım.
İnsanlar!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, nâmus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masûndur.
Ashâbım!
Yarın rabbınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.
Ashâbım!
Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin. Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır. Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.
Ashâbım!
Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan davasıdır.
Ey Nâs!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını) , yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Mü'minler!
Size iki emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.
Ey Nâs!
Devâmlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.
Ashâbım!
Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.
Mü'minler!
Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.
Ey Nâs!
Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz, yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.
Ashabım!
Allah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.
Ey Nâs!
Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:
Allah'ın dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.
Rasûlüllah (s.a.s.) mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:
Şâhid ol Yâ Rab!
Şâhid ol Yâ Rab!
Şâhid ol Yâ Rab!
buyurdu.
yardım ettiysem ne mutlu bana
Atatürk'ün gençliğe hitabıyla özdeşleşiyor.
Bismillahirrahmanirrahim
'Ey insanlar!
'Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
.........................................................................................................................
Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccında, 8 Mart 632, Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi’nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa hitabına verilen isim
10 aralık 1948 New York'ta kaleme alınan evrensel beyannameden 13 asır önce H.Z.Muhammed Mustafa(S.A.V) tarafından deklare edilen ilk ve gerçek insan hakları evrensel beyannamesidir.
Veda Hutbesi:Hz.Muhammet Mustafa (s.a.v) efendimizin en son hutbesidir.Bütün zamanların en manidar ve güncelliğini koruyan muhteşem bir hitabetidir.Aşağıya alıyorum.Okuyanlar okutanlar
şefaatine nail olsunlar inş.
VEDA HUTBESİ
Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi
olarak bir daha birlesemeyecegim.
Ashabim!
Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise, bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise,
bu sehriniz (Mekke) nasil mübarek bir sehir ise, canlariniz, mallariniz,
namuslariniz da öyle mukaddestir; her türlü tecavüzden korunmustur.
Ey Ashabim!
Yarin Rabbinize kavusacaksiniz ve bugünkü her hal ve hareketinizden
muhakkak sorulacaksiniz. Sakin benden sonra eski sapikliklara dönüp de
birbirinizin boynunu vurmayiniz! Bu vasiyetimi burada bulunanlar,
bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunupta isitenden
daha iyi anlayarak, muhafaza etmis olur.
Ashabim!
Cahiliyet devrinde güdülen kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim
ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Rebia'nin kan davasidir.
Ey Ashabim!
Bugün seytan sizin su topraklarinizda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak
gücünü ebedi surette kaybetmistir. Fakat siz; bu kaldirdigim seyler disinda,
kücük gördügünüz islerde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi
korumak için bunlardan da sakininiz!
Ey insanlar!
Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye
ederim. Siz kadinlari, Allah emaneti olarak aldiniz; onlarin namuslarini ve
iffetlerini Allah adina söz vererek helal edindiniz. Sizin kadinlar üzerinde
hakkiniz, onlarin da sizin üzerinizde haklari vardir. Sizin kadinlar üzerindeki
hakkiniz, onlarin aile yuvasini, sizin hoslanmadiginiz
hiçbir kimseye çignetmemeleridir. Eger razi olmadiginiz herhangi bir kimseyi aile
yuvaniza alirlarsa, onlari hafifce dövüp, sakindirabilirsiniz. Kadinlarin da sizin
üzerinizdeki haklari mesru bir sekilde, hertürlü yiyim ve giyimlerini temin
etmenizdir.
Ey Mu'minler!
Size bir emanet birakiyorum ki, ona*****i sarildikça yolunuzu hiç sasirmazsiniz. O
emanet Allah kitabi Kur'an'dir.
Ey Mu'minler!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanin kardesidir;
böylece bütün
müslümanlar kardestir. Din kardesinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz
baskasina helal degildir. Meger ki, gönül hoslugu ile kendisi vermis olsun.
Ey Ashabim!
Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakki vardir.
Ey Insanlar!
Cenab-i Hak her hak sahibine, hakkini (Kur'an'da) vermistir. Varise vasiyet
etmege lüzum yoktur. Çocuk kimin döseginde dogmussa, ona aittir. Zina eden
için mahrumiyet vardir. Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz, yahut
efendisinden baskasina intisaba kalkan nankör, Allah'in gazabina, meleklerin
lanetine ve bütün müslümanlarin ilencine ugrasin. Cenab-i Hak, bu gibi
insanlarin ne tevbelerini, ne de adalet ve sahadetlerini kabul eder.
Ey Ashabim!
Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir; hepiniz Adem'in çocuklarisiniz, Adem ise
topraktandir.
Allah yaninda en kiymetli olaniniz, ona en çok saygi göstereninizdir. Arabin
Arab olmayana
takva ölçüsünden baska bir üstünlügü yoktur.
Ey Ashabim!
Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? 'Allah'in elçiligini ifa ettin,
vazifeni yerine
getirdin, bize vasiyet ve ögütte bulundun diye sahadet ederiz! '
(bunun üzerine Resul-i Ekrem, mübarek sahadet parmagini göge dogru
kaldirarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek söyle buyurdu :)
Sahit ol ya Rab! Sahit ol ya Rab! Sahit ol ya Rab!
Hz.Muhammet Mustafa (S.A.V)