Niteliksiz adam yavaş yavaş ete kemiğe bürünen bir hipotez değil, daha ziyade bunun aksidir, bir düşünce haline gelen canlı varlık, ütopyaya dönüşen bir gerçeklik, özelliksizliğin bir özellik olduğunu adım adım keşfeden ve bu yokluğu üstlenmeyi deneyerek onu kendini yeni bir varlığa, belki geleceğin insanına, teorik bir insana, en nihayetinde otantik bir şekilde olduğu gibi, yalnızca olası, ama bütün olasılıklara açık bir varlık olarak var olabilmek için var olmaktan vazgeçen bir arayışa yükselten özel bir varlık.
Maurice BLANCHOT, Fransız Edebiyat Kuramcısı, 2007
Çev. Zeynep TURAN,
İşte bu insan tipi Aydınlanmayla başlayan ve 20. Yüzyılın ilk yarısını kan gölüne çeviren insan tipi, yani sen kimsinci, derinliğini kaybetmiş, yüzeysel, ilk duyduğuna kanan, gerisine bakmayan, kendine tapan, yüce insana inanan kişilik, yani tuzak, defalarca yazdım geleneksel dönemin de, modern dönemin de, tam tersi yönde gidip, herkese karşı haklılık kavgasını veren sıyırır bu sınavdan diye, sonuç dönemin tanrısı, sen kimsin, varsa yan cebime koy, fazla konuşma, artık ne konuşur, bekler görürsün.
Hayır, yalnız ben varım ben, varsa benzeri konulsun yanına.
Mehlika Sultana aşık yedi genç, gece şehrin kapısından çıktı, bir hayal gibi dünya güzeli, gittiler görmeğe Kaf dağlarına. Bu emel gurbetinin yoktur ucu, daima yollar uzar, kalp üzülür. Ömrü oldukça yürür her yolcu, varmadan menzile bir yerde ölür. sandılar doğdu içinden bir an, bir zaman baktı o viran kuyuya. Mehlika Sultana aşık yedi genç, seneler geçti, henüz gelmediler, Oradan gelmiyecekmiş dediler.
Yahya KEMAL,
İyi ama, Dulcinea diye biri yok ki der Sancho Pancho, Varsın olmasın, madem ki seviyoruz der Don Kişot da.
Barbarlıktır. - Ortega GASSET, İspanyol Filozof, 1955, Neden, çünkü meslek sahibidir sadece yani sınırlı bir adacık, bilgi okyanusunun ortasında, başka bir şey bilmez işinden başka, yeni cahilliye dönemi modern evrenin kurbanlığı, o sığlıkta gemisini yüzdüremez, kolayca batma ihtimali taşır, ya maddi ya psişik, ve oyunun okyanusda yüzen çaresiz mantarına dönüşür, belki batmasa bile, o enginlikte kayıptır, bir daha düşünün, Kurucu kadrolar imkanları varken neden gitmezler de ülkelerini adam etmeye çalışırlar, eksikleri yerine koyarak, işte o hem dünyayı, hem de ahireti kaçırmamaktır, ama onlar engin adamlardı, senin çıkışın da ancak bu yoldan geçer modern anlayışın kıskacında, nefes almak istersen.
Niteliksiz adam yavaş yavaş ete kemiğe bürünen bir hipotez değil, daha ziyade bunun aksidir, bir düşünce
haline gelen canlı varlık, ütopyaya dönüşen bir gerçeklik, özelliksizliğin bir özellik olduğunu adım adım keşfeden
ve bu yokluğu üstlenmeyi deneyerek onu kendini yeni bir varlığa, belki geleceğin insanına, teorik bir insana, en
nihayetinde otantik bir şekilde olduğu gibi, yalnızca olası, ama bütün olasılıklara açık bir varlık olarak var olabilmek için var olmaktan vazgeçen bir arayışa yükselten özel bir varlık.
Maurice BLANCHOT, Fransız Edebiyat Kuramcısı, 2007
Çev. Zeynep TURAN,
İşte bu insan tipi Aydınlanmayla başlayan ve 20. Yüzyılın ilk yarısını kan gölüne çeviren insan tipi, yani sen kimsinci, derinliğini kaybetmiş, yüzeysel, ilk duyduğuna kanan, gerisine bakmayan, kendine tapan, yüce insana
inanan kişilik, yani tuzak, defalarca yazdım geleneksel dönemin de, modern dönemin de, tam tersi yönde gidip,
herkese karşı haklılık kavgasını veren sıyırır bu sınavdan diye, sonuç dönemin tanrısı, sen kimsin, varsa yan
cebime koy, fazla konuşma, artık ne konuşur, bekler görürsün.
Hayır, yalnız ben varım ben,
varsa benzeri konulsun yanına.
Turan, Mistik.
Beklentiyi bekler, beklediği beklemez.
Yaşamı çok değerli bulduğu için heba edenlere üzülür.
Hiç kimsenin mutluluğu karamsarlar kadar değildir. - Hobbes, 1691, İngiliz Filozof.
William BLAKE, 1757, Londra, Şeyh GALİP, 1757, İstanbul, gökhan, 1957. İstanbul,
Şeyh Galip, 42, Kierkegaard, 42, Kafka, 42, yaşında öldüler, farklı coğrafyalarda, misyonları bitince.
Mehlika Sultana aşık yedi genç, gece şehrin kapısından çıktı,
bir hayal gibi dünya güzeli, gittiler görmeğe Kaf dağlarına.
Bu emel gurbetinin yoktur ucu, daima yollar uzar, kalp üzülür.
Ömrü oldukça yürür her yolcu, varmadan menzile bir yerde ölür.
sandılar doğdu içinden bir an, bir zaman baktı o viran kuyuya.
Mehlika Sultana aşık yedi genç, seneler geçti, henüz gelmediler,
Oradan gelmiyecekmiş dediler.
Yahya KEMAL,
İyi ama, Dulcinea diye biri yok ki der Sancho Pancho, Varsın olmasın, madem ki seviyoruz der Don Kişot da.
Biz bilirizcilerin bilgisi, her zaman bilmeleri gerekenin, kırıntısı bile değildir.
Barbarlıktır. - Ortega GASSET, İspanyol Filozof, 1955, Neden, çünkü meslek sahibidir sadece yani sınırlı bir adacık, bilgi okyanusunun ortasında, başka bir şey bilmez işinden başka, yeni cahilliye dönemi modern evrenin
kurbanlığı, o sığlıkta gemisini yüzdüremez, kolayca batma ihtimali taşır, ya maddi ya psişik, ve oyunun okyanusda yüzen çaresiz mantarına dönüşür, belki batmasa bile, o enginlikte kayıptır, bir daha düşünün, Kurucu kadrolar
imkanları varken neden gitmezler de ülkelerini adam etmeye çalışırlar, eksikleri yerine koyarak, işte o hem dünyayı, hem de ahireti kaçırmamaktır, ama onlar engin adamlardı, senin çıkışın da ancak bu yoldan geçer modern anlayışın kıskacında, nefes almak istersen.
En iyinin inancı eksiktir büsbütün,
en kötüyse şehvetli bir yoğunlukla
dopdolu, belli ki bir giz açıklanmak
üzere.
William Butler YEATS, İrlandalı Mistik ŞAİR, 1919, Avrupanın ikazcılarından, sonra bilinenler.
Neden her mezun olan bir türlü mezun olamıyor.