Bu 'Sesini Kaybeden Şehir' Gözlerini ve umutlarını Bu mavisiz Şiirsiz Yüreksiz şehir
Aslında bilirim aptallığın toplamını Bilirim Taşa dönüşen insanı Her taş biraz çimendir ve bahar yeli Her karanlık biraz ışıktır, biraz ışığın anlamı Ve ey kötürüm şehrin kapıları!
Yine de bir sevda gibi taşıyacağım İçimdeki tomurcuğun gerilimini Kavgamı Güzel günlere adıyacağım
Ben merd-i meydan yani toprağın ve kanın gürzü güllerin bin yıllık mezarı bendedir yukardan bakarım efendilerin pusatlarına insanların bütün sabahlarını merak ederim gök hırpalanmaktadır merakımdan ıtır kokan benim yumruklarımdır benim kavgamdır o, aşk diye tanınan.
Hani birdenbire bazen bütün etrafımızı Sapsarı bir şüphe sarar ya İşte öylesine berbat bir hal var. Hiç bir şey düşünmek istemiyorum, hiç bir şey Ama dördüncü tarassut kulesinde Bir şüpheli sinyal var. Hayır hayır yalan bütün bunlar Artık ne kadere inanıyorum ne fala Yalan söylüyor o falcı kadın O hintli parya. Ben yanlız sana inanıyorum Yanlız sana, MARYA... Beni kahrediyor böyle geçen her gece Bu hoyrat yıldzlar, bu su, bu okyanus, bu yer Ve gökyüzünde emanet duran Şu asma fener. İnan ki sevgili MARYA Ne varsa hepsi yalan, hepsi keder Ve hepsi omuzumun üstünde çaresiz bir yük Ve hepsi angarya. Biliyorum bu sabah güneşle beraber biliyorum Bir vapur demirleyecek bu nankör limanda Pol'un ebedi matemine rağmen Virjini olabilirdi bu vapurda Ama sen yoksun biliyorum sen yoksun. Baharda geleceğim diyordun hani Haydi gel daha ne bekliyorsun İşte mevsim bahar ya...
Bağışla unutmuşsam, unuttum sanma yine de; Yalnız ve kimsesiz bir salkımsöğüt bozkırda ve solgun suları durgun bir deniz gibiyim şimdi; saçlarımı dağıtmakta şafağın tatlı eli.
ona kim bakarsa artık kendini görür bir deli giyinmiş aynaları sokaklarla birlikte yürür
elinde bir fener insan arıyorum diye kendine sorular sora, sora yüzü çöl, saçları kum yürür saatleri yalnızlıklara kura, kura
bu büyü bozulsun artık kuş ve dağ neresinden dönersek yolun kâr kız çocuklarını öldürüp elinde kurdela sonsuzluğa yürümüşsün ne çıkar!
o bir deli: hölderlin; d enizi gökte sanır sesinde fırtınalar,gözünde gece büyür bakıpta aynalara eski aşkları anar ağaçta orman gibi gür ormanda ağaç kadar hür!
artık kim bakarsa ona kendini görür bir delidir o; giyinmiş aynaları sokaklarla yürür.
çocuk, keder senin dargın ikizin midir, gelirsen gider de, gidersen gelir. sanki keder denizi üstünde ay'sın seninle oluyor onda med-cezir. ses ver çocuk, yoksa öte tarafta mısın bir dev tutsağı mısın, kaf'ta mısın cennet'e mi uğradın, araf'ta mısın? sahi nerdesin lütfen bildir.
Tükenir hayatın bütün şarkısı
Sen içimde yeniden başlarsın
Toprağımda menekşeler çiçek açar
Ömür biter ama sen bitmezsin...
___M. Özçelik
Bu 'Sesini Kaybeden Şehir'
Gözlerini ve umutlarını
Bu mavisiz
Şiirsiz
Yüreksiz şehir
Aslında bilirim aptallığın toplamını
Bilirim
Taşa dönüşen insanı
Her taş biraz çimendir ve bahar yeli
Her karanlık biraz ışıktır, biraz ışığın anlamı
Ve ey kötürüm şehrin kapıları!
Yine de bir sevda gibi taşıyacağım
İçimdeki tomurcuğun gerilimini
Kavgamı
Güzel günlere adıyacağım
______ Kemal BURKAY
Ben merd-i meydan
yani toprağın ve kanın gürzü
güllerin bin yıllık mezarı bendedir
yukardan bakarım efendilerin pusatlarına
insanların bütün sabahlarını merak ederim
gök hırpalanmaktadır merakımdan
ıtır kokan benim yumruklarımdır
benim kavgamdır o, aşk diye tanınan.
___ İ. Özel
Hani birdenbire bazen bütün etrafımızı
Sapsarı bir şüphe sarar ya
İşte öylesine berbat bir hal var.
Hiç bir şey düşünmek istemiyorum, hiç bir şey
Ama dördüncü tarassut kulesinde
Bir şüpheli sinyal var.
Hayır hayır yalan bütün bunlar
Artık ne kadere inanıyorum ne fala
Yalan söylüyor o falcı kadın
O hintli parya.
Ben yanlız sana inanıyorum
Yanlız sana, MARYA...
Beni kahrediyor böyle geçen her gece
Bu hoyrat yıldzlar, bu su, bu okyanus, bu yer
Ve gökyüzünde emanet duran
Şu asma fener.
İnan ki sevgili MARYA
Ne varsa hepsi yalan, hepsi keder
Ve hepsi omuzumun üstünde çaresiz bir yük
Ve hepsi angarya.
Biliyorum bu sabah güneşle beraber biliyorum
Bir vapur demirleyecek bu nankör limanda
Pol'un ebedi matemine rağmen
Virjini olabilirdi bu vapurda
Ama sen yoksun biliyorum sen yoksun.
Baharda geleceğim diyordun hani
Haydi gel daha ne bekliyorsun
İşte mevsim bahar ya...
___ B. Sıtkı Erdoğan
Bir anıt yapmak için tırmandığım dağda sen
Çekicime ilk değen taşların içindesin.
Uzaktan her kımıltı senden bir haber bana,
Arkası bana dönük bakışların içindesin.
Canımda çınlar sesin; her yerdesin, nerdesin?
Gündüz gece yaptığım işlerin içindesin.
Rüyama başkası da giriyor zaman zaman,
Sen uyanık gördüğüm düşlerin içindesin.
____ Behçet Kemal ÇAĞLAR
Bağışla unutmuşsam, unuttum
sanma yine de;
Yalnız ve kimsesiz
bir salkımsöğüt bozkırda
ve solgun suları durgun bir deniz
gibiyim şimdi;
saçlarımı dağıtmakta
şafağın tatlı eli.
___ A. Püsküllüoğlu
ona kim bakarsa artık
kendini görür
bir deli giyinmiş aynaları
sokaklarla birlikte yürür
elinde bir fener
insan arıyorum
diye kendine sorular sora, sora
yüzü çöl, saçları kum
yürür saatleri yalnızlıklara kura, kura
bu büyü bozulsun artık kuş ve dağ
neresinden dönersek yolun kâr
kız çocuklarını öldürüp elinde kurdela
sonsuzluğa yürümüşsün ne çıkar!
o bir deli: hölderlin; d enizi gökte sanır
sesinde fırtınalar,gözünde gece büyür
bakıpta aynalara eski aşkları anar
ağaçta orman gibi gür
ormanda ağaç kadar hür!
artık kim bakarsa ona
kendini görür
bir delidir o; giyinmiş aynaları
sokaklarla yürür.
___ Atıf OKAN
Ben hiç mükemmel değilim,
Belki de sıradan biriyim
İşin aslı ____
sen bana fazla iyisin
iyisin
ben küskünüm feleğe...
çocuk, keder senin dargın ikizin midir,
gelirsen gider de, gidersen gelir.
sanki keder denizi üstünde ay'sın
seninle oluyor onda med-cezir.
ses ver çocuk, yoksa öte tarafta mısın
bir dev tutsağı mısın, kaf'ta mısın
cennet'e mi uğradın, araf'ta mısın?
sahi nerdesin lütfen bildir.
__ H. Hatemi