İstanbul; Martı çığlıkları ve Korna sesleri.. Karışsa birbirine, beynimde küçük kıyâmetler kopsa, başımı iki elimin arasına alsam ve o gürültülere eşlik etsem; iniltilerimle..
bknz. 'Burnun ucundan kafanın arkasına kadar olan bölüm 155 mm, bir kulaktan öteki kulağa (kafanın üstünden) 182 mm geliyorsa, siz gerçek bir arı ırk ve saf Türksünüz..'
Yanına gelen gençlerin kafataslarını elindeki cetvelle ölçüp, sen türksün sen değilsin diye sınıflandırdığını biliyor muydunuz?
'redd' kökeni. 'reddetmek' fiili mâlum geri çevirmek, göndermek anlamında. 'tereddüt' ise iş bu eylemin süreklilik arz etmesi durumu. Siz gönderirsiniz fikri o gelir. Yine gönderirsiniz, yüzsüzdür; yine çıkıp geliverir. Gitme-gelme durumları.
Tüketen bir toplumuz maalesef. İskender Pala Gençlik ve Aşk hakkında şöyle bir yorum yapmıştı ki katılmamak elde değil. 'Günümüz gençleri aşkları çabucak tüketiyor ve bitiriyor' Bir ömre yaymak varken..
Mümkün değil. Her fiilin bir fâile ihtiyacı vardır. Tanımlamalara bakın; Her cümlede gizlide olsa bir özne mutlaka vardır. Özne 'cümlede iş yapandır'. Cümle geliyor şimdi; 'Elma tatlıdır' Bu cümledeki öznenin 'elma' olduğunu söyler dilbilgisi. Peki elma hangi işi yapmıştır? Tasnifte hata var. Bir cümle ya isim cümlesidir ya da fiil cümlesi. Böyle bir kolaylık varken elmayı sorguya çekiyoruz; -Elma..! ne iş yapıyorsun sen..! konuş..! Cevabı ne kadar basit halbuki. Elma tatlıdır. Yaratan öyle yaratmıştır. Tatlı olmasını istemiştir. Fail yaratanındır. Olmaz değil mi bu cevap? Boğulun öyleyse bu iki kelimelik cümlenin içinde...!
Grup vitaminin Rahmetli Gökhan'ı şarkıyı söylemeye başlamadan önce 'hadi abi gebertelim şu parçayı' derdi..
Bu da onun gibi bir şey olsa gerek..
Lazcada 'gel'..
İstanbul;
Martı çığlıkları ve Korna sesleri..
Karışsa birbirine, beynimde küçük kıyâmetler kopsa, başımı iki elimin arasına alsam ve o gürültülere eşlik etsem; iniltilerimle..
Yassı cisimleri ölçmeye yarayan, iki ucu metal, esnek bir çeşit metre.
bknz.
bel ölçüsü alma
kafatası ölçüsü alma vs.
bknz.
'Burnun ucundan kafanın arkasına kadar olan bölüm 155 mm,
bir kulaktan öteki kulağa (kafanın üstünden) 182 mm geliyorsa, siz gerçek bir arı ırk ve saf Türksünüz..'
Yanına gelen gençlerin kafataslarını elindeki cetvelle ölçüp, sen türksün sen değilsin diye sınıflandırdığını biliyor muydunuz?
(ölçesim geldi kafatasımı)
'redd' kökeni.
'reddetmek' fiili mâlum geri çevirmek, göndermek anlamında.
'tereddüt' ise iş bu eylemin süreklilik arz etmesi durumu.
Siz gönderirsiniz fikri o gelir. Yine gönderirsiniz, yüzsüzdür; yine çıkıp geliverir.
Gitme-gelme durumları.
Baştan ayağa zerafet ve asâlet..:P
Tüketen bir toplumuz maalesef.
İskender Pala Gençlik ve Aşk hakkında şöyle bir yorum yapmıştı ki katılmamak elde değil.
'Günümüz gençleri aşkları çabucak tüketiyor ve bitiriyor'
Bir ömre yaymak varken..
Eşini çocuğundan kıskanan babalarda varmış.. Çok tuhaf gelmişti duyduğumda. Hala tuhaf geliyor. Biraz daha tuhaf gelmeye devam ederse takıntı olacak..
Mümkün değil. Her fiilin bir fâile ihtiyacı vardır.
Tanımlamalara bakın;
Her cümlede gizlide olsa bir özne mutlaka vardır.
Özne 'cümlede iş yapandır'.
Cümle geliyor şimdi;
'Elma tatlıdır'
Bu cümledeki öznenin 'elma' olduğunu söyler dilbilgisi. Peki elma hangi işi yapmıştır?
Tasnifte hata var.
Bir cümle ya isim cümlesidir ya da fiil cümlesi. Böyle bir kolaylık varken elmayı sorguya çekiyoruz;
-Elma..! ne iş yapıyorsun sen..! konuş..!
Cevabı ne kadar basit halbuki. Elma tatlıdır. Yaratan öyle yaratmıştır. Tatlı olmasını istemiştir. Fail yaratanındır. Olmaz değil mi bu cevap? Boğulun öyleyse bu iki kelimelik cümlenin içinde...!