Müslümanlığın kafirliğin dışında bir ova ucsuz bucaksız ovada sevdamız uzar gider arif olan geldimi usulca başını kor ne müslümanlığa yer var orada ne kafirliğe yer.
ne aklım kaldı benim, ne dinim ne kararaım kaldı benim ne sabrım gel ne olur gel artık,
ne gönlümün derdini sor bana, ne sararan yüzümü sor bana ne içimin ataşini sor bana gel gözünle gör, gel artık.
Sıcağınla pişmiş bir somun gibi, o kıpkızıl al al yüzümü sorma Gene ekmek gibi bayatlayıp bayatlayıp, gene ekmek gibi ufalana ufalana Çaresiz dökülmüşüm yollara.
Gel topla beni, gel artık...
Bir vakitler bir aynaydım, yüzünden izler toplamadaydım, Şimdi buruştum, şimdi sarardım, gel gör beni, gel artık.
Dere gibi akıyorum sağa sola, ayrılık her yanımda pusuda. Sabahları yalvarırım yakarırım rüzgarların karşısında. Gel ne olur, gel artık.
Başın kirle ıslaksada, ayağına diken batmışsa da, durma gel, Allah aşkına.
Gel demeden kurtar beni, ey aşıklar peygamberi, gönül ateşinde yanmışım ben, boğulmuşum gözyaşına, git sor Allahını seversen ne yol gösterir sevgili, ne çare yazar bana.
Eger hazine bulmak istiyorsak, bir tek yeri kazmamiz gerekiyor içimizi!
Hic bir sey bölünmedi, birlesecekte yok!
İsimlerin, sekillerin, zihinlerin ve bedenlerin coklugu bizi yaniltmasin!
Sadece ÖZ vardir, herseyin Tek ÖZü!
Ne duruyorum, ne yürüyorum,
Üzengideki ayak gibi…
Ne susuyorum, ne konuşuyorum,
Kitaptaki yazı gibi…
Ne varım, ne yokum,
Gülsuyundaki koku gibi…
Gel
Müslümanlığın kafirliğin dışında bir ova
ucsuz bucaksız ovada sevdamız uzar gider
arif olan geldimi usulca başını kor
ne müslümanlığa yer var orada ne kafirliğe yer.
ne aklım kaldı benim, ne dinim
ne kararaım kaldı benim ne sabrım
gel ne olur gel artık,
ne gönlümün derdini sor bana,
ne sararan yüzümü sor bana
ne içimin ataşini sor bana
gel gözünle gör, gel artık.
Sıcağınla pişmiş bir somun gibi, o kıpkızıl al al yüzümü sorma
Gene ekmek gibi bayatlayıp bayatlayıp, gene ekmek gibi ufalana ufalana
Çaresiz dökülmüşüm yollara.
Gel topla beni, gel artık...
Bir vakitler bir aynaydım, yüzünden izler toplamadaydım,
Şimdi buruştum, şimdi sarardım,
gel gör beni, gel artık.
Dere gibi akıyorum sağa sola, ayrılık her yanımda pusuda.
Sabahları yalvarırım yakarırım rüzgarların karşısında.
Gel ne olur, gel artık.
Başın kirle ıslaksada, ayağına diken batmışsa da,
durma gel, Allah aşkına.
Gel demeden kurtar beni, ey aşıklar peygamberi,
gönül ateşinde yanmışım ben, boğulmuşum gözyaşına,
git sor Allahını seversen
ne yol gösterir sevgili, ne çare yazar bana.
Iste bu misaller var ya, Biz onlari insanlar için getiriyoruz; fakat onlara ilim sahiplerinden baskasinin akli ermez. (Ankubat 43)
ALLAH'i hakkiyla anlamaya çalismadilar..(Hac 74)
Düsünmek için kolaylastirdik! Var mi düsünen? (Kamer 32)
Size Allah'tan baska ne bir dost var, ne de bir yardimci! (Ankubat 22)
Bir sey olan herseyden korkar, hic olandan hersey korkar!
Arzusuzluk ve korkusuzluk bizi O´na götürecek!
Onu algilamak icin duyulara, bilmek icin zihne ihtiyac yoktur.
O idrak olunamaz, cünkü idraki mümkün kilan O´dur.
Bilmek degil, olmak zorundayiz. (?)