seni sevdiğimi anladığım günden beri sesler değişti renkler değişti.. yüzümdeki çizgiler başkalaştı, geçmişim değişti, oyunlaştı.. yeşilin ortasında gelincik gibi inceleşti, yabancılaştı.. siste bağıran vapur düdükleri gibi geliyor muyuz, gidecek miyiz? yoksa.. çığlık çığlığa.. çığlık çığlığa..
seni sevdiğimi anladığım günden beri hiçlik değişti, yokluk değişti.. karşılıksızlığım dengeleşti, günler değişti, sana dönüştü..
nasıl gördüğün düşü yeniden istersen, nasıl bir yılgınlıktır sabah zilleri.. zamanı gelince nasıl terkeder kuşlar kaçıyor muyuz, kalacak mıyız? yoksa.. çığlık çığlığa.. çığlık çığlığa..
seni sevdiğimi anladığım günden beri yüzler değişti, dostlar değişti.. yorgun sokaklar bile karşı çıktılar, adresler değişti, evler değişti..
seni sevdiğimi anladığım günden beri gökyüzü değişti, geceler değişti.. çocuklar bile bana çiçek diye baktılar yaşıyor muyuz unutacak mıyız yoksa.. çığlık çığlığa! .. çığlık çığlığa! ..
herkesin yaşadığı, hissettiği aşk kendine..bunu karşı tarafa bir lütuf gibi sunmak ne derece doğru..'al gülüm, ver gülüm' devrinde yaşayınca böyle oluyor demek ki..
benim için bu yalnızca bir şarkı sözü olabilir ancak. hepsi bu..
herkes 'iyi mi oldu, kötü mü? ' konusunda yeterince fikir beyan etmiş zaten. ben, çocukların uyanık olduğu ana haber bültenleri saatlerinde idamı an be an, hiç çekinmeden gösteren tv lere takıldım! çocuklarını tv karşısından uzaklaştırmayı kaç aile akıl edebildi acaba? ?
'kurtlar vadisi' belasından sonra okullarda yaşanan olayları hepimiz gördük. şimdi de ipte sallandırılmış lise öğrencilerimi bulacağız köşelerde!
oyuncak bebekleri sevmedim çok,
evcilik oynamayı..
alkışı sevdim,
bıçak sırtlarında dolaşmayı,
tehlikeli sularda seyredip pupa yelken,
geçici emniyetlere ulaşmayı..
kadınları..
erkekleri..
romanları..
hele başkaldıranları!
acılarım oldu herkes gibi elbet,
herkese kısmet olmayan sevinçlerim,
unutulmayı da göze aldım evet!
hayat sana teşekkür ederim..
yürüyorum düş bahçelerinde,
gördüm düşümden büyük bahçe yok..
yüreğimin kuşları konmuş telgrafın tellerine,
neşesi gurbet selamlarından çok..
a benim dilsiz dillerim, a benim sessiz ellerim,
yakala saçından tut hayatı çevir yüzüne öp öp! ..
duruyorum vaktin seherinde,
değiştirdim takvimleri gece yok..
yüreğimin kuşları konmuş telgrafın tellerine,
neşesi gurbet selamlarından çok
a benim dilsiz dillerim, a benim sessiz ellerim,
YAKALA SAÇINDAN TUT HAYATI ÇEVİR YÜZÜNE ÖP ÖP! ..
Sezen Aksu.
kalabalık bir tıp balosu..19 yaşımın heyecanı..dans edebildiğimi sanıyordum...ayaklarımın ne işe yaradıklarını unuttum o gün ;)
kapıları çalan benim
kapıları birer birer,
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler...
Hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar,
yedi yaşında bir kızım
BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR...
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu,
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu...
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver,
çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler...
nazım hikmet - zülfü livaneli.
seni sevdiğimi anladığım günden beri
sesler değişti renkler değişti..
yüzümdeki çizgiler başkalaştı,
geçmişim değişti, oyunlaştı..
yeşilin ortasında gelincik gibi
inceleşti, yabancılaştı..
siste bağıran vapur düdükleri gibi
geliyor muyuz, gidecek miyiz? yoksa..
çığlık çığlığa..
çığlık çığlığa..
seni sevdiğimi anladığım günden beri
hiçlik değişti, yokluk değişti..
karşılıksızlığım dengeleşti,
günler değişti, sana dönüştü..
nasıl gördüğün düşü yeniden istersen,
nasıl bir yılgınlıktır sabah zilleri..
zamanı gelince nasıl terkeder kuşlar
kaçıyor muyuz, kalacak mıyız? yoksa..
çığlık çığlığa..
çığlık çığlığa..
seni sevdiğimi anladığım günden beri
yüzler değişti, dostlar değişti..
yorgun sokaklar bile karşı çıktılar,
adresler değişti, evler değişti..
seni sevdiğimi anladığım günden beri
gökyüzü değişti, geceler değişti..
çocuklar bile bana çiçek diye baktılar
yaşıyor muyuz unutacak mıyız yoksa..
çığlık çığlığa! ..
çığlık çığlığa! ..
bülent ortaçgil.
herkesin yaşadığı, hissettiği aşk kendine..bunu karşı tarafa bir lütuf gibi sunmak ne derece doğru..'al gülüm, ver gülüm' devrinde yaşayınca böyle oluyor demek ki..
benim için bu yalnızca bir şarkı sözü olabilir ancak. hepsi bu..
zoru sevenlerin harcıdır..
içinde sade kahve, karşında da pırıl pırıl gözler ve alıp götüren bir sohbet varsa..zaman dursun ister insan..
herkes 'iyi mi oldu, kötü mü? ' konusunda yeterince fikir beyan etmiş zaten. ben, çocukların uyanık olduğu ana haber bültenleri saatlerinde idamı an be an, hiç çekinmeden gösteren tv lere takıldım! çocuklarını tv karşısından uzaklaştırmayı kaç aile akıl edebildi acaba? ?
'kurtlar vadisi' belasından sonra okullarda yaşanan olayları hepimiz gördük.
şimdi de ipte sallandırılmış lise öğrencilerimi bulacağız köşelerde!
bravo diyor, ayakta alkışlıyorum (!)
Quasimodo.