Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • komünist01.10.2009 - 02:03

    Zor zanaat...

  • beşiktaş25.08.2009 - 13:40

    Ya bızım yegenın lokantacı Omer amcası ne kadar dogru bır soz soylemıs boyle...

    Ermıs valla, ermıs... :)

  • tecavüz19.08.2009 - 11:50

    Kaçınılmazsa eğer, zevk alın diye bir de öğüdü vardır argoda...

  • Sigara içmek yasaktır28.07.2009 - 11:31

    23 yıldır Melbourne'de yasıyorum. Ilk zamanlar pek gelıp gıdemıyordum Turkıye'ye ama 2001'den berı nerdeyse her sene gıdıp gelıyorum.

    Bızım yol uzundur. Hem de epeyı uzun. Havada gecen surenın yaklasık 20 saat oldugunu yazayım da sız anlayın artık ne kadar uzun oldugunu. Yolcu alıp vermeler nedenıyle bır ıkı yere daha ugradıgını dusunursek bır tam gunu gecer. Ve bu sure ıcınde sıgara ıcemezsınız... Yasaktır. Ve tum yolcular tarafından uyulur bu kurala. Kımsenın aklına da ya kardesım nıye bu yasak dıye soru sormak gelmez...

    Yorumlara bakıyorum, taksıde neden ıcemedıgını soruyor... Ya guzel kardesım, taksıyle yapacagın yolculuktan ne olur kı, sıgara ıcmeden duramıyor musun? Icmesen canın mı cıkar...

    Bır de sanıyorum olaya sırf ıktıdara maletme yolunda karsı olanlar var. Bu yasak, sadece ulkemıze aıt olan bır sey degıl. Tum dunya ulkelerı adım adım katılıyor buna (Australıa yaklasık bır bucuk yıl once basladı uygulamaya) ... AKP'ya karsı olmak ya da yandas olmakla ılgısı yok...

    Sıgara yasagı gec alınmıs bır karardır...

  • Beşiktaş Jimnastik Klubü22.07.2009 - 11:50

    Beyaz Güllerle Uğurladık


    Dün hayata gözlerini yuman efsane kaptanımız, unutulmaz futbolcumuz, Vedat Okyar abimizi ebedi yolculuğuna beyaz güllerle ve alkışlarla uğurladık.

    Kolon kanseriyle verdiği mücadeleyi dün sabaha karşı kaybeden ve aramızdan ayrılan Vedat Abimiz için Akaretler'deki Kulüp Binamız'da geniş katılımlı bir tören düzenlendi.

    Başkanımız Yıldırım Demirören, Onursal Başkanımız Süleyman Seba, eski başkanımız Serdar Bilgili, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve Vedat Okyar'ın ailesi başta olmak üzere, Camiamız'ın önemli isimleri, Vedat Okyar'ın gazeteci dostları, yakınları, Teknik Direktörümüz Mustafa Denizli, futbolcularımız, alt yapı teknik direktörlerimiz, alt yapı sporcularımız, taraftarlarımız ve sanat dünyasından bazı isimler Okyar'ı son yolculuğuna uğurladı.

    Bazı televizyon kanallarının canlı yayınladığı törende büyük bir hüzün hakimdi.

    Vedat Okyar'ın cenazesini taşıyan aracın Kulüp Binası'na ulaşmasıyla hüzün yaşandı. 10 numaralı Vedat Okyar yazılı Beşiktaş forması tabutun üzerinde serildi.

    Kulüp Binamız'daki törende ilk konuşmayı Vedat Okyar'ın oğlu Suat Okyar yaptı. Öncelikle törene katılan herkese şükranlarını sunan Suat Okyar, 'Babamın bıraktığı bu sevgi çok büyük bir miras. İnşallah biz de buna layık oluruz. Ona layık bir evlat oluruz. Umarım babam gibi bir baba olabilirim. Herkesin babası kıymetli. Herkesten Allah razı olsun, dualarınızı eksik etmeyin. Lütfen, tek bir ricam var. Lütfen, unutturmayın' diye konuştu.

    Suat Okyar'ın sözleri alkışlar eşliğinde son bulurken daha sonra kürsüye Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Esat Yılmaer çıktı. Yılmaer, 'Hepimizin başı sağoğlsun. Bir güzel adamı, bir sevgi dolu adamı kaybettik. Sözün bittiği noktadayız ama Vedat abiyi hiçbirimiz unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü o futboluyla olduğu kadar gazeteciliğiyle, kişiliğiyle, sevgi dolu yüreğiyle bize çok şey öğretti' ifadelerini kullandı.

    Beşiktaşımız'ın unutulmaz oyuncularından, Vedat Okyar'ın 40 yıllık dostu Sanlı Sarıalioğlu da duygusal bir konuşma yaptı. 'Vedat çok sevdiğim bir arkadaşım, böyle bir günde konuşma yapmanın ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz. 40 yıllık dostluk sözü vardır. O benim dolu dolu 40 yıllık dostumdu, arkadaşımdı. Bu süre içinde beni hiç kırmadı. Kesinlikle hiç kırmadı. Acaba kimi kırdı? diye sorarsanız, hiçbir şekilde hiç kimseyi kırmadığına yüzde yüz inanıyorum, biliyorum çünkü. Onun güzellik ruhunun içindeydi. Hep sevgi doluydu, hep sıcaktı, hep el uzartırdı, hoşgörüyle bakardı her şeye... Kimseyi üzmezdi, yorumları da çok sıcaktı. Futbolcuyken hiç sakatlanmadı. Bu yaşına kadar hiç hastalanmadı. İlk kez tökezledi. Ona da gücü yetmedi. İçimizden koskoca bir parça koptu. Mükemmel bir aile reisiydi. Örnek bir insandı. Onu çok özleyeceğim. Unutmak ne kelime. Her zaman içimizde yaşayacak' şeklinde konuştu.

    Divan Kurulu Başkanımız Yalçın Karadeniz, yaptığını konuşmada 'Bugün bizim için kötü bir gün. Hakikaten çok kötü bir gün' ifadesini kullandı. Vedat Okyar'ın babasının Beşiktaş'ta yöneticilik yaptığını hatırlatan Karadeniz, 'Sevgili Vedat kardeşimiz babadan Beşiktaşlı'ydı. Rahmetli babası bu kulüpte yöneticilik ve ikinci başkanlık yapmıştı. Sevgili kardeşimiz, sizler için 'güzel insan' derdi. Hakikaten bizi seven, güzel insan diyen Vedat kardeşimiz, esasen biz bugün güzel adamı kaybettik. Oğlu Suat bir ricada bulundu. Unutmayın diye... Allah hepimize onu unutturmasın' dedi.

    Törendeki son konuşmayı Başkanımız Yıldırım Demirören yaptı. Geçen yıl Beşiktaşlı yazar Kazım Kanat'ı kaybettiğimizi hatırlatan Demirören, o zaman Kanat'a şampiyonluk sözü verdiklerini ve sezon sonunda da bunu gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, bu yıl da aynı sözü Vedat Okyar'a verdiklerini anlattı.

    'Güzel adamı anlatmak zordur' diyene Başkanımız Yıldırım Demirören, 'Özellikle Türk futbolunun, Beşiktaşımız'ın başı sağoğlsun. İnsanlığın da başı sağolsun. Çok önemli bir insanı kaybettik. Adam gibi bir adamı kaybettik. Böyle bir adamı Türk futbolu kaybetti. Kaybettik ama kalbimize gömdük. Bizle beraber her zaman yaşacak ve yaşatacağız. Şampiyonlukları onun için kaldıracağımıza inanıyorum. Türk futbolunun, Beşiktaş'ın başı sağolsun' diye konuştu.

    Konuşmaların ardından dualar okundu ve Kulüp Binamız'dan atılan beyaz güller eşliğinde Vedat Okyar'ın tabutu omuzlar eşliğinde cenaze arabasına taşındı.

    Cenaze aracının Kulüp Binamız'dan ayrılışı sırasında katılımcılar dakikalar süren alkışlarıyla Vedat Okyar'ı son yolculuğuna uğurladı.

    Teşvikiye Camii'nde öğle namazına müteakip düzenlenecek olan cenaze namazının ardından Okyar'ın cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

    Güle güle güzel adam, güle güle büyük Beşiktaşlı... Dünya döndükçe, Beşiktaşımız var oldukça tarihimizin beyaz sayfalarında, kalbimizin baş köşesinde seni yaşatacağız...

  • Beşiktaş Jimnastik Klubü21.07.2009 - 11:58

    Tarifsiz Acılar İçindeyiz,

    Beşiktaşımız’ın efsane kaptanı, unutulmaz futbolcusu, sevgili Vedat Okyar Abimizi kaybetmenin tarifsiz üzüntüsü içindeyiz.
    1968 yılları 1978 yılları arasında yer aldığı Beşiktaş takımında 253 maçta formamızı giymiş, libero mevkiinin vazgeçilmezlerinden olmuş, kullandığı 43 penaltının 42’sini filelerle buluşturmuş, profesyonelliği neticesinde hiç sakatlık yaşamamış, aşık olduğu Beşiktaş formasıyla kaptanlığa kadar yükselmiş ve 42 yaşına kadar futbol hayatını sürdürmüş olan Vedat Okyar, “Vedat Abimiz” kolon kanseriyle verdiği mücadeleyi maalesef kaybetti.

    Futbolu bıraktıktan sonra başladığı spor yazarlığındaki kendine has üslubuyla taraflı tarafsız herkesin sevgisini ve saygısını kazanan Vedat Okyar, Beşiktaş’a olan aşkını her fırsatta dile getirmesiyle de tüm Beşiktaşlılar’ın en sevdiği yorumcularımızdandı.

    Beşiktaş Ailesi’nin, Türk futbol dünyasının ve spor medyasının en önemli isimlerinden Vedat Okyar’ın vefatı tüm camiamızı derinden sarstı.

  • Beşiktaş Jimnastik Klubü21.07.2009 - 11:56

    İyi ki Seni Tanıdık


    Vedat Abimiz’i kaybettik... Artık hayatlarımız onunla beraber giden üslubundan, gülüşünden, Beşiktaş aşkını okuduğumuz gözlerinden yoksun, eksik...
    Ağlıyoruz şimdi gidişinin arkasından... Ama o güzel gözlerinle gördüğün son mutluluğu, çifte şampiyonluğu sana yaşattığımız için biraz da rahat içimiz... Ve içimizden dualarla birlikte geçiriyoruz şu cümleleri; iyi ki doğdun, iyi ki yaşadın, iyi ki Beşiktaşlı oldun ve biz iyi ki tanıdık seni Vedat Abi...

    Futbola az ya da çok bulaşmış, taraflı tarafsız herkes severdi Vedat Abi’yi. Hani tersi mümkün olmayan “adam”lardandı. İster televizyonda izlerken, ister yazılarını okurken, isterse de birebir konuşma fırsatı bulunduğunda insanın içinde sabahlara kadar sohbet isteği uyandırır, yüzünde gülücükler açtırırdı. Hem sevilen hem de sayılan, sadece bu iki özelliğiyle bile ona dair birçok şeyi açıklayan bir karakteri vardı.

    Ve tabii ki o kocaman; bitmek, tükenmek, yorulmak bilmeyen Beşiktaş aşkı... Her fırsatta söylerdi; hayattaki en büyük önceliğinin Beşiktaşlılık olduğunu, onu her sıfatının önüne koyduğunu... Futbolculuğunda da, yorumculuğunda da; çizgisini, sıcacık kelimelerini, üslubunu hiç değiştirmedi... Ve tüm bu özellikleriyle ona yakın ya da uzak her futbol sevdalısının hayatında önemli bir timsal yeri edindi... Ve tabii ki aramızdan ayrılışının boşluğu da bir o kadar büyük oldu...

    “Beşiktaş Beni, Ben Beşiktaş’ı İstiyordum”

    1945 yılında Bursa’da doğan ve doğuştan özel bir yeteneğe sahip olan Vedat Okyar, Beşiktaş Dergisi’nin 2001 yılının Kasım sayısı için kendisiyle yapılan röportajda futbola başlama hikayesini şöyle anlatıyordu: “Bakırköy İlkokulu’nda seçmelere katıldım ve kazandım. Öyle başladı. Çok da sevdiğim bir işti. Bakırköy’de, Yücespor’da oynadım. Oradan, Selahattin Tortul ağabeyimizin girişimleri ile Erdoğan Şenay ile birlikte Adalet Takımı’na transfer oldum. Rahmetli babacığım (Rahmi Okyar) Bursaspor’un kurucularından. Bursaspor’u kurunca, Bakırköy’ün dört oyuncusu ben, kaleci Turan, Ersel, Tamer Bursa’ya gittik. Bursa’da iken Beşiktaş beni, ben Beşiktaş’ı istiyordum.”

    Tek Kuruş Almadan…

    Vedat Okyar, ilk profesyonel deneyimini yaşadığı Bursaspor’da, kısa zamanda takımın önemli oyuncularından birisi oldu. Teknik kapasitesi, driplingleri ve oyun kuruculuktaki zekasıyla yeşil-beyazlı takımın maestrosuydu. Bursa’da yetişmesine rağmen, kendisinin de dile getirdiği gibi küçük yaştan beri gönül verdiği Beşiktaş’ta oynamak istiyordu. Siyah-Beyaz formayı 1968 yılında sırtına geçiren Vedat Okyar’ın Beşiktaş’a gelişinin de enteresan bir hikayesi vardı: “Çok büyük hamleler yapan bir Eskişehir takımı vardı. Amatör Milli Takım maçı için havaalanına indim, bavullarımı bulamadım. Bavullarımı Eskişehirliler kaçırmış. Sonra da beni kaçırdılar. İki gün Eskişehir’de kaldım. Rahmetli babacığımın Baba Hakkı’ya bir sözü vardı. Bu nedenle hiçbir pazarlık yapılmadan Beşiktaş’a geldim. Babam Beşiktaş’ın iki dönem Asbaşkanlığı’nı yaptı. Allah rahmet eylesin, yattığı yerde rahat etsin. Beşiktaş’ta parasız oynadım ama babamdan belki daha fazlasını aldım. En azından Beşiktaş’a verdiğim hizmetin karşılığını para olarak almadım, babacığımdan aldım.”

    Öyle bir sevgisi, saygısı vardı ki Beşiktaş formasına, onu giydiği her anında yakıştı Siyah-Beyaz’a. Yine böyle maçlardan birinde hakemin tartışmalı bir pozisyon sonrasında yanına gidip “Tekme attın mı? ” diye sorması üzerine, “Evet” diye cevap vererek sahayı terk etmek zorunda kalmasının açıklamasını şöyle yapardı Vedat Abi: “Hakeme Beşiktaş formasıyla yalan mı söyleyecektim utanmadan? ”...

    41 Yaşına Kadar Futbol Oynadı

    1968 ile 1978 yılları arasında yer aldığı Beşiktaş Futbol Takımı’nda 253 maçta oynadı. Tekniğe dayalı futbol kariyeri boyunca hiç sakatlık yaşamadı. Zaman zaman Milli Takım’da da yer aldı. Elbette yüzlerce maçın hepsinin onun için ayrı bir önemi vardı. Ama biri vardı ki, yıllarca unutamadığı gibi, defalarca da rüyalarına girdi: “Trabzonspor’la oynadığımız bir kupa maçıydı. İlk maçı 1-0 kaybetmiştik, turu geçmemiz için burada 2-0 kazanmamız gerekiyor. 1-0 öndeyiz ve penaltı kaçırdım. Sonra Lütfü golü attı ve turu geçtik. Golü atınca Lütfü’nün sevinçten kulağını ısırdım. Maçtan sonra da hastaneye götürdüm.”

    Çok iyi bir penaltıcı olan Vedat Okyar, Bursaspor ve Beşiktaş’ta kullandığı 43 penaltıdan 42’sini gole çevirerek, bu konudaki ustalığını gösterdi. Zaten Trabzonspor maçında kaçırdığı penaltıdan sonra, bir daha penaltı kullanmaya tövbe etti.

    Kısa fasıllarla Diyarbakırspor ve Karagümrük takımlarında da top koşturduktan sonra 42 yaşında futbolu bırakıp, babasının mesleğini yapmaya başladı. 1980’li yılların sonuna doğru futbol yazarlığına başladı ve yaptığı muhteşem yorumlarla, kendine has üslubuyla spor basınının vazgeçilmez bir parçası oldu.

    Yolculuğuna Mutlu Çıktı

    Vedat Abi, geçtiğimiz sezon boyunca takımımıza en çok güvenenlerdendi. Ne zamanki yazısında “Ben bu güveni hissettim” diye yazdı, biz de rahat bir nefes aldık. Nitekim futbolcularımız da bunu boşa çıkarmadı, hepimiz gibi Vedat Abi’yi de sevince boğdu. Biz de bir hevesle gitmiştik onun yanına. Hem bu mutluluğu paylaşmak hem de kendisini ziyaret etmek için... Çünkü bir kulağımız, bir gözümüz hep onun üzerindeydi...

    O da şöyle anlatmıştı şampiyonluk sevincini; “Tedavi sürecime inanılmaz bir etkisi oldu. Beni moral olarak ayakta tutan en büyük şeylerden biri. Şampiyonluk görüntülerini televizyondan izledim. İlaç gibi geldi. Beşiktaş; Fenerbahçe’yi yenip Türkiye Kupası’nı, Galatasaray’ı yenip Süper Lig’i kazandı. Daha ne olsun. Lig tarihinde kazanılan birçok eğri büğrü şampiyonluk var. Ama ikinci yarıdan itibaren bunu haketti. Çok yakıştı Beşiktaş’a...”

    Ardından bu sezonla ilgili umutlarını da sormuştuk kendisine; “Mustafa Denizli’yle işbirliği yapmaya devam ettikçe önümüzdeki sezon Avrupa kupalarından bir tanesini mutlaka alacaklarına inanıyorum. Devre arasında da sıkıntıya girmeyecektir Beşiktaş. Zaten bana göre Beşiktaş’ın kadrosu diğer takımlardan daha iyi. Artık 3-5 ayda bozulacak bir yapıya da sahip değil. Her şey rayına girdi, profeyonelleştiler. Dediğim gibi, Mustafa cin gibidir. Önümüzdeki sezondan da alnının akıyla çıkacaktır.”

    İşte öyle bir Beşiktaşlı’ydı o... Taraftarlarımızın “Bugün dost yaralanmış, yine gönlüm hoş değil” pankartıyla gösterdiği vefayı da gözleri dolarak karşılamıştı; “Pankartı görünce çok duygulandım. Zaten oğlum da hemen aradı beni bunu söylemek için. Beşiktaş’ta forma giyen futbolcuların hepsinin bu vefayı anlamaları lazım. Her zaman söylerim; benim en yakın akrabalarım Beşiktaş taraftarlarıdır, öz akrabalarım değil...”

    Ayrılırken içimizden de, yazımızın sonunda da “Geçmiş olacak” dedik, olmadı Vedat Abi... Kaybettik seni... Futbolculuğunda babalarımızın, dedelerimizin; ucundan Beşiktaş aşkı dökülen kaleminle bizim, çocuklarımızın kalbine değip geçtin... Gittin ya; yaşadığın sürece senin gibi Beşiktaşlılığın, adamlığın, mütevazılığın öğretisi olmuşlar ve şimdi senin gibi bu dünyadan göçüp gitmişler için inandığımız, gökyüzünde pırıl pırıl ışıldayanlardan oldun... Biz yine geceleri başımıza göğe kaldırıp buradan sana bakacağız... Ama gittin ya; bil ki artık dünya daha çekilmez oldu...

    Yakışmıyor ölüm hiç bazılarına... Hele sana... Bugün, biraz daha öldü dünya...


    Alıntıdır...

  • ilginç isimler14.07.2009 - 12:00

    Roksen Lülü

    (Dun aksam hangı kanalda ızledım bılmıyorum ama, bır dızıde rol alan oyuncuların bırının adıydı)

  • 2 Temmuz 199309.07.2009 - 11:26

    Bir de bu geyik var. Eefendım Sivas Olayları'nı kınayanlar ne diye Başbağlar olaylarını hakkında bir şeyler demiyor...

    Aynı şey mi bu?

    Birinde, terörist olduğu hemen hemen tüm dünyaca kabul ettiği eli kanli bir sürünün, işlediği yüzlerce kıyımın bir benzerini Başbağlar'da bir kez daha ışleyerek ne biçim bir örgüt (!) olduklarını göstermeleri,

    Diğerinde ise... Gerisini yazmayalım istiyorum...

    Öyle bir hava yaratılıyor ki, sanki Sivas Olayları'nda canı yananlar, bir araya gelip, planlayarak Başbağlar'ı bastı...

    Ayıptır, günahtır...

    Elmalarla armutları karıştırmayalım...

  • ideal erkek26.06.2009 - 22:32

    Bakıyorum da bazı er kişiler de ideal erkek konusunda tanım yapmış...

    Üstüme iyilik sağlık...