...kendimizi azarlamakta da bir zevk vardır.kendimize kabahat bulurken,başka kimsenin bizi suçlamaya hakkı yokmuş gibi gelir.bizi rahatsız eden,günah çıkardığımız papaz değil,ona içimizi dökmemizdir...
...yaşına bakmadan morlar giyinen bir kadına sakın güvenme; otuz beşini geçmişken pembe kurdeleye düşkün bir kadına da.bunlar o kadının başından bir şeyler geçmiş olduğunu gösterir...
...bana sık sık öyle gelir ki sanat sanatçıyı,açığa vurmaktan çok gizler...
...övgü olsun diye söylememiştim ki.duygularımı açıkladım.şimdi içimden bir şey kopmuş gibi geliyor...
...insandaki 'ben' i yalın,değişmez,güvenilir,tek bir şey gibi görenlerin yalınkat ruh anlayışlarına şaşıyordu.ona göre,insan bin çeşit yaşayışı,bin çeşit duygusu olan,çeşitli biçimler alan karmaşık bir yaratıktı; içinde babadan,dededen kalma tuhaf tuhaf düşünceler,tutkular vardı; teninde de ölmüşlerin korkunç hastalıklarının kalıntıları...
-Sıradan kadınlar insanın düş gücünü hiç etkilemez.Yaşadıkları zaman sınırları içinde kalırlar.Hiçbir ışık başka biçime sokmaz onları.Şapkaları gibi kafalarının içini de görürsün.Nerede istersen bulursun onları.Gizemden,anlaşılmazlıktan yoksundurlar.Sabahleyin parkta atla gezerler,öğleden sonra da çay toplantılarında çene çalarlar.Gülümseyişleri modaya göre,davranışları modaya göredir.Tabak gibi ortadadırlar.
-Kendimizden korktuğumuz için başkalarını iyi insan olarak düşünmeye çalışırız.İyimserliğin temelinde yalnızca korku yatar.Bizim için belki de bir nimet olan birtakım erdemleri başkasına mal etmekle cömert davrandığımızı düşünürüz.Daha çok borç alabilme umuduyla bankerimizi göklere çıkarır; kesemizi kurtarmak için dağ başındaki haydutun iyi yanlarını bulmaya çalışırız.
-Yaşantının kızıl ipliklerini toplayıp bunlarla bir nakış örneği dokumaya çalışıyordu; dolaştığı tutku labirentinin kanlı yolları arasında yolunu bulmaya çalışıyordu.Ne yapacağını,ne düşüneceğini bilmiyordu.
'...M.Kemal,Alevi-Bektaşilerden ittifak aramıştı.Kurtuluş Savaşı'nın verilmesine destek oldukları gibi özellikle halifeliğin kaldırılması tartışmalarında da çok yararlılıkları olmuştur.Cumhuriyet ilkelerinin canla başla savunucuları yine Alevi-Bektaşilerdi.Atatürk'le Alevi-Bektaşiler arsında bir gönül bağı kurulmuştu.Bu bağ günümüzde de geçerliliğini korumaktadır...
...Atatür çalışmalarının Alevi-Bektaşilerle ortak yürütmüş,önemli ve stratejik noktalara bu güven duyduğu Alevi-Bektaşileri getirmişti.Cemalettin Efendi'yi meclis ikinci başkan vekilliğine,Albay Hüsamettin'i (Ertik) gizli haber alma örgütünün başına Bektaşi babası Dr. Ragıp Evrensel'i özel doktorluğuna A.Naci'yi (Baykal) P.T.T'deki gizli şifre amirliğine getirmesi gibi...
...M.Kemal Hacı Bektaşta iken birçok noktada ortak karalar alınır.Alevi-Bektaşi çocuklarının eğitim yapmadıkları üzerinde de durulur.Cemalettin Çelebi nedenini eğitim kurumlarında 'Hanefi ilmihali'nin yürürlükte olmasına ve eğitimin bunu temel almasına bağlar.M.Kemal 'Hanefi İlmihali'nin ve 'Sünni İlmihali' nin kaldırılacağına bizzat söz verir.Buna karşılık Alevi-Bektaşiler de ulusal mücadeleyi destekleyeceklerdir.Böylece M..Kemal'le Cemaleddin Çelebi ve Hacı Bektaş dergahı ileri gelenleri arasında 'Pirevi Protokolu' yapılmış olur.
...Atatürk'le Alevi-Bektaşiler arasında cumhuriyet döneminde ve devrimini uygulaması sırasında da işbirliği oldu.Alevi-Bektaşiler,Atatürk devriminin temel destekleyicisi ve güç kaynağıydı.Sünni kesimin Şeriat'a karşı bulduğu 'dinin elden gidişi' olarak nitelediği bu uygulamalara Alevi-Bektaşiler dört elle sarılarak desteklediler.Atatürk devriminin lokomotifi oldular.
...kendimizi azarlamakta da bir zevk vardır.kendimize kabahat bulurken,başka kimsenin bizi suçlamaya hakkı yokmuş gibi gelir.bizi rahatsız eden,günah çıkardığımız papaz değil,ona içimizi dökmemizdir...
...geçmişini deşti,oradan geleceği çıkarmaya çalıştı...
...yaşına bakmadan morlar giyinen bir kadına sakın güvenme; otuz beşini geçmişken pembe kurdeleye düşkün bir kadına da.bunlar o kadının başından bir şeyler geçmiş olduğunu gösterir...
...bana sık sık öyle gelir ki sanat sanatçıyı,açığa vurmaktan çok gizler...
...övgü olsun diye söylememiştim ki.duygularımı açıkladım.şimdi içimden bir şey kopmuş gibi geliyor...
...insandaki 'ben' i yalın,değişmez,güvenilir,tek bir şey gibi görenlerin yalınkat ruh anlayışlarına şaşıyordu.ona göre,insan bin çeşit yaşayışı,bin çeşit duygusu olan,çeşitli biçimler alan karmaşık bir yaratıktı; içinde babadan,dededen kalma tuhaf tuhaf düşünceler,tutkular vardı; teninde de ölmüşlerin korkunç hastalıklarının kalıntıları...
...gizleri olmayan sfenksler...
korku,bilim-kurgu,macera tarzı filmlerin yönetmeni...
filmlerinin müziğini de kendi besteler...
ilk büyük çıkışını 'halloween' la yapmıştır...(ben de bu filmini arıyorum) ...inişli çıkışlı sinema hayatı sürmektedir...
filmlerinde cronenberg'in tersine dramatik ve felsefi derinliğe rastlanmaz...oyuncu çalışması başarısızdır,yapmacıktır,yer yer güldürür...
makyaj çalışması ve görsel efekt alanında zamanına göre iyidir...özellikle 'thing' deki çalışma takdir edilecek cinstendir...
-Sıradan kadınlar insanın düş gücünü hiç etkilemez.Yaşadıkları zaman sınırları içinde kalırlar.Hiçbir ışık başka biçime sokmaz onları.Şapkaları gibi kafalarının içini de görürsün.Nerede istersen bulursun onları.Gizemden,anlaşılmazlıktan yoksundurlar.Sabahleyin parkta atla gezerler,öğleden sonra da çay toplantılarında çene çalarlar.Gülümseyişleri modaya göre,davranışları modaya göredir.Tabak gibi ortadadırlar.
-Kendimizden korktuğumuz için başkalarını iyi insan olarak düşünmeye çalışırız.İyimserliğin temelinde yalnızca korku yatar.Bizim için belki de bir nimet olan birtakım erdemleri başkasına mal etmekle cömert davrandığımızı düşünürüz.Daha çok borç alabilme umuduyla bankerimizi göklere çıkarır; kesemizi kurtarmak için dağ başındaki haydutun iyi yanlarını bulmaya çalışırız.
-Yaşantının kızıl ipliklerini toplayıp bunlarla bir nakış örneği dokumaya çalışıyordu; dolaştığı tutku labirentinin kanlı yolları arasında yolunu bulmaya çalışıyordu.Ne yapacağını,ne düşüneceğini bilmiyordu.
-Düşünce bakımından yalnızca yollarını yitirmiş olanlar tartışırlar...
-Kurallarının geçerliliği kalmamasına karşın,kuruntuları çok geçerliydi...
-Amerikan kızları ailelerini gizlemeyi pek iyi bilirler,tıpkı İngiliz kadınlarının geçmişlerini gizlemeyi bildikleri gibi...
-Onunla konuşmak,güzel bir kemanı dile getirmek gibiydi.Yayın her dokunuşuna,her titreyişine karşılık veriyordu...
'After the Fox' (1966)
Vittorio De Sica
'Anatomy of a Murder' (1959)
Otto Preminger
-Ailesine gereken vakti ayırmayan biri gerçek bir erkek sayılmaz...
-Sonny cel buraya...
O kız senin aklını sulandırdı...
Bir daha başkasının yanında aile hakkında fikir belirtme...
-Oldu baba...ver elini öpim...
...
...
...
...
...
-Oğlumu ne hale getirmişler...
'...M.Kemal,Alevi-Bektaşilerden ittifak aramıştı.Kurtuluş Savaşı'nın verilmesine destek oldukları gibi özellikle halifeliğin kaldırılması tartışmalarında da çok yararlılıkları olmuştur.Cumhuriyet ilkelerinin canla başla savunucuları yine Alevi-Bektaşilerdi.Atatürk'le Alevi-Bektaşiler arsında bir gönül bağı kurulmuştu.Bu bağ günümüzde de geçerliliğini korumaktadır...
...Atatür çalışmalarının Alevi-Bektaşilerle ortak yürütmüş,önemli ve stratejik noktalara bu güven duyduğu Alevi-Bektaşileri getirmişti.Cemalettin Efendi'yi meclis ikinci başkan vekilliğine,Albay Hüsamettin'i (Ertik) gizli haber alma örgütünün başına Bektaşi babası Dr. Ragıp Evrensel'i özel doktorluğuna A.Naci'yi (Baykal) P.T.T'deki gizli şifre amirliğine getirmesi gibi...
...M.Kemal Hacı Bektaşta iken birçok noktada ortak karalar alınır.Alevi-Bektaşi çocuklarının eğitim yapmadıkları üzerinde de durulur.Cemalettin Çelebi nedenini eğitim kurumlarında 'Hanefi ilmihali'nin yürürlükte olmasına ve eğitimin bunu temel almasına bağlar.M.Kemal 'Hanefi İlmihali'nin ve 'Sünni İlmihali' nin kaldırılacağına bizzat söz verir.Buna karşılık Alevi-Bektaşiler de ulusal mücadeleyi destekleyeceklerdir.Böylece M..Kemal'le Cemaleddin Çelebi ve Hacı Bektaş dergahı ileri gelenleri arasında 'Pirevi Protokolu' yapılmış olur.
...Atatürk'le Alevi-Bektaşiler arasında cumhuriyet döneminde ve devrimini uygulaması sırasında da işbirliği oldu.Alevi-Bektaşiler,Atatürk devriminin temel destekleyicisi ve güç kaynağıydı.Sünni kesimin Şeriat'a karşı bulduğu 'dinin elden gidişi' olarak nitelediği bu uygulamalara Alevi-Bektaşiler dört elle sarılarak desteklediler.Atatürk devriminin lokomotifi oldular.
(Kurtuluş Savaşında Alevi-Bektaşiler,Baki Öz,ağustos 1997)
filmde kadın çoluk çocuğu bir kiliseye koyup,ateşe veriyorlardı...
işte o sahnedeki yeni evli (veya nişanlı) genç kızın yüz ifadesine dikkat edin...