Bir Müslüman, dünyanın bu karakteristik özelliğinin bilincinde olacak ve onu sadece kulluk için yaratan Yüce Rabbinin şu emrine göre tavrını belirleyecektir: 'Allah'ın sana verdiği (bu servet) içinde ahiret yurdunu ara; dünyadan da nasibini unutma; Allah, sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et.'(el-Kasas, 77)
'Bilin ki, dünya hayatı; bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider; sonra kurur; onu sapsarı görürsün; sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap, Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka birşey değildir.'(el-Hadid, 20)
Dünya, ebedi kalmak için yaratılmış bir mekan değil; ebedi alemi kazanmak için yaratılmış bir imtihan meydanıdır. Nitekim Yüce Yaratıcı, bir ayette bu gerçeği şöyle beyan etmektedir: 'O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı.'(el-Mülk, 2)
'Kimin tasası sadece ahiret olursa; dünya tasalarına Allah kifayet eder. Kim de dünya tasalarına kendini kaptırırsa; dünyanın hangi vadisinde helak olduğuna Allah aldırmayacaktır.'(Abdullah ibn Mesud'dan) 'Allah'ım! Hayat, ancak ahiret hayatıdır.'(Buhari ve Müslim; Riyazü's-Salihin, Hds.: 462)
'Kimin arzusu ahiret olursa, Allah onun kalbine zenginliğinden koyar ve işlerini derli toplu kılar; artık dünya ona hakir gelmeye başlar. Kimin hedefi de dünya olursa, Allah, iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar; işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak; dünyadan da eline, kendine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez.'(Tirmizi, Kıyamet 31, Hds.: 2467)
Bir Müslüman, dünyanın bu karakteristik özelliğinin bilincinde olacak ve onu sadece kulluk için yaratan Yüce Rabbinin şu emrine göre tavrını belirleyecektir: 'Allah'ın sana verdiği (bu servet) içinde ahiret yurdunu ara; dünyadan da nasibini unutma; Allah, sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et.'(el-Kasas, 77)
'Bilin ki, dünya hayatı; bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider; sonra kurur; onu sapsarı görürsün; sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap, Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka birşey değildir.'(el-Hadid, 20)
'Dünya hayatı, sadece bir oyun ve eğlenceden başka birşey değildir. (Allah'ın azabından) korunanlar için elbette ahiret yurdu daha iyidir. Düşünmüyor musunuz? '(el- En'âm, 32)
'Rabbimiz! Bize, dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! ' (el-Bakara, 201)
***
Bir Müslüman, dünyanın bu karakteristik özelliğinin bilincinde olacak ve onu sadece kulluk için yaratan Yüce Rabbinin şu emrine göre tavrını belirleyecektir:
'Allah'ın sana verdiği (bu servet) içinde ahiret yurdunu ara; dünyadan da nasibini unutma; Allah, sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et.'(el-Kasas, 77)
'Bilin ki, dünya hayatı; bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider; sonra kurur; onu sapsarı görürsün; sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap, Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka birşey değildir.'(el-Hadid, 20)
Dünya, ebedi kalmak için yaratılmış bir mekan değil; ebedi alemi kazanmak için yaratılmış bir imtihan meydanıdır. Nitekim Yüce Yaratıcı, bir ayette bu gerçeği şöyle beyan etmektedir:
'O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı.'(el-Mülk, 2)
'Sen, dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol.' (Buhari, Rikak 2; Tirmizi, Zühd 25, Hds.: 2334)
'Kimin tasası sadece ahiret olursa; dünya tasalarına Allah kifayet eder. Kim de dünya tasalarına kendini kaptırırsa; dünyanın hangi vadisinde helak olduğuna Allah aldırmayacaktır.'(Abdullah ibn Mesud'dan)
'Allah'ım! Hayat, ancak ahiret hayatıdır.'(Buhari ve Müslim; Riyazü's-Salihin, Hds.: 462)
'Kimin arzusu ahiret olursa, Allah onun kalbine zenginliğinden koyar ve işlerini derli toplu kılar; artık dünya ona hakir gelmeye başlar. Kimin hedefi de dünya olursa, Allah, iki gözünün arasına (dünyanın) fakirliğini koyar; işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak; dünyadan da eline, kendine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez.'(Tirmizi, Kıyamet 31, Hds.: 2467)
Bir Müslüman, dünyanın bu karakteristik özelliğinin bilincinde olacak ve onu sadece kulluk için yaratan Yüce Rabbinin şu emrine göre tavrını belirleyecektir:
'Allah'ın sana verdiği (bu servet) içinde ahiret yurdunu ara; dünyadan da nasibini unutma; Allah, sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et.'(el-Kasas, 77)
'Bilin ki, dünya hayatı; bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider; sonra kurur; onu sapsarı görürsün; sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap, Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka birşey değildir.'(el-Hadid, 20)
'Dünya hayatı, sadece bir oyun ve eğlenceden başka birşey değildir. (Allah'ın azabından) korunanlar için elbette ahiret yurdu daha iyidir. Düşünmüyor musunuz? '(el- En'âm, 32)