soğutacak bi hareket yapılmışsa özür dilemek lazım yok kadının ruhsal durumu değişkense aynen uzaklaşıp beklemek lazım geri gelir :) erkekler soğukkanlı ve stabil olmalı.büyük büyük hareketlerden kaçının.o an sevimli gelse de güven telkin etmez.seviye iyidir.
maria doktor falan değil tabi ki.özel meselelerinizi ulu orta ifşa etmeyin çok çirkin.dostken birbirinize anlattığınız sırlarınızı da sonradan afişe etmeyin çok ayıp.bi de size güvenip bişeylerini paylaşmış insanlaru pişman etmeyin
filmlerde oyuncuların ve hikayenin gerçek olmadığını bilmemize rağmen duygulanırız.karşımızda bi çocuk robotu yapsalar ve robot ağlasa hepimizin içi burkulur.duygularımız gerçeklik algımızın dışında çalışır.o yüzden aslında gerçek olmayan şeylere kendimizce anlam yükleyerek duygusunu yaşamaya devam ederiz.ta ki beynimizin kalbimizi yenmeyi başardığı o güzel ana kadar...işte o an özgürlük başlar.duygularımızdan sıyrılır çıplak gerçek suratımıza tokat gibi çarparar bizi uyandırır.
bu aşkın nüshası rüzgarlarda aslı bende kalacak...
soğutacak bi hareket yapılmışsa özür dilemek lazım yok kadının ruhsal durumu değişkense aynen uzaklaşıp beklemek lazım geri gelir :) erkekler soğukkanlı ve stabil olmalı.büyük büyük hareketlerden kaçının.o an sevimli gelse de güven telkin etmez.seviye iyidir.
bütün genellemeler yanlıştır bu da dahil.
filmdeki gibi fantastik karakterlersiniz sanıyorum onu anladım :) zaten yaşadıklarınız hayatın normal akışına aykırı.o öyle olmaz.
ilişki gurusu varmış niye söylemiyorsunuz:)) ee başka:)
merak ettim seni bugün elimden bişey gelmiyor...
adam kanserin ilacını bulmuş kavavozu 59.9 dan tv de satışa çıkarmış.1 değil 2 değil 3 kavanoz alın diyor allahın izniyle hiçbişryiniz kalmaz diyor
bodur dediğin insan 190 boyunda.kıvanç yaz görsellere tıkla.neyse güzellik huydadır karakterdedir inşallah nasipse :)
maria doktor falan değil tabi ki.özel meselelerinizi ulu orta ifşa etmeyin çok çirkin.dostken birbirinize anlattığınız sırlarınızı da sonradan afişe etmeyin çok ayıp.bi de size güvenip bişeylerini paylaşmış insanlaru pişman etmeyin
filmlerde oyuncuların ve hikayenin gerçek olmadığını bilmemize rağmen duygulanırız.karşımızda bi çocuk robotu yapsalar ve robot ağlasa hepimizin içi burkulur.duygularımız gerçeklik algımızın dışında çalışır.o yüzden aslında gerçek olmayan şeylere kendimizce anlam yükleyerek duygusunu yaşamaya devam ederiz.ta ki beynimizin kalbimizi yenmeyi başardığı o güzel ana kadar...işte o an özgürlük başlar.duygularımızdan sıyrılır çıplak gerçek suratımıza tokat gibi çarparar bizi uyandırır.