Çocuktum, şeker versin diye beklediğimi sanıp elime tutuşturmuştu şekerleri, git artık demişti. İçimden birşey koptu, sonra boğazıma bir fil oturdu. Fili hiç görmemiştim ama ağırlığını biliyordum. Boğazına oturduğunda, insanın gözünden yaş geliyordu. Ben şeker istemiyorum diyemedim. Sadece yanında olmak çok güzeldi. Ama o bunu göremeyecek kadar dünyaya dalmıştı. Bir çocuğun sevgisini hissetmeyecek kadar büyüktü. İlk o zaman anladım; hayal kırıklığında insanın kalbinden de bir parça koptuğunu...
İzini güzel kaybettirir korkaklar..
Yaşlandıkça huysuzlaşıyorum yoksa huysuzlaştığım için mi yaşlanıyorum.
İşten yorgun gelip sırtını evin küçük çocuğuna çiğneten baba gibiyim
Çok da akılsız değil ama sızlatıyor kerata...
Armıza girenler utansın.
Öksüz geçen bir yıl... artıkça artacak hasret...
Umarım köfteler dağılmıştır da tat almamışsındır.
Yağa atıldığında dağılan içli köfte gibiyim.
Çocuktum, şeker versin diye beklediğimi sanıp elime tutuşturmuştu şekerleri, git artık demişti. İçimden birşey koptu, sonra boğazıma bir fil oturdu. Fili hiç görmemiştim ama ağırlığını biliyordum. Boğazına oturduğunda, insanın gözünden yaş geliyordu. Ben şeker istemiyorum diyemedim. Sadece yanında olmak çok güzeldi. Ama o bunu göremeyecek kadar dünyaya dalmıştı. Bir çocuğun sevgisini hissetmeyecek kadar büyüktü. İlk o zaman anladım; hayal kırıklığında insanın kalbinden de bir parça koptuğunu...
İnsanın öncesi ve sonrası...