Mahir Çayan bir katildir. Adam öldürmüştür ve Türkiye'yi Marksist-Leninist bir ülke haline getirmek için adam öldürmenin adını' silahlı propaganda' koymuştur.
Tarih nasıl bu kadar çarpıtılabilir, bir katil ve terörist bir kahraman haline getirilebilir?
abalı günahı boynuna ama (ki zaten günahı kendisine fazlaca yeter) kgb danışmanlarının finanse edip eğitim verdikleri ölüm akadmelerinde eğitilem arkadaşlrı gibi türkiye'i sırf güç tutkusundan dolayı kana bulayabilecek kadar gözü kara bir teröristten bahsettiğimizi hatırlatmma gerek var mı?
'dünya devrim literatürü' gibi içi boş, süslü cümlelerle yaptıklarını haklı çıkaramayacağımız ve adam öldürmeyi 'silahlı propaganda ' olarak adlandırabilen bir kaatilden bahsettiğimizi de unutmuyoruz umarım.
solcular ondan kurtuldukları içn sevinebilirler.. çünkü iktidarı ele gçirseydi eminim temizliğe önc kendisine rakip gördüğü fraksiyonlardan başlayacaktı.
komünizm: sosyalkist ideolojinin ütopik hedefi. komünizm geldiğinde sosyalizmin yaşamak için mecbur olduğu devlety ortadan kalkacaktı. hatası, tarihi- determinizm gibi bir fikre dayanmasıdır ki sanki insanlığın doğal bir aşaması imiş gibi anlaşılmıştır.
insanlık hiç bir zaman komün halinde yaşamamıştır. bu marks'ın uydurduğu bir efsanedir. mülkiyeti düşman olarak gören komünizm insan topluluklarının medeniyetinin derece derece geliştiğini göz ardı ederek medeniyeti, modernite dönemiyle ibaret saymıştır.
komünizm, ideolojik olarak lanetlediği idealizmin bir başka şeklidir aslında... çünkü hedefi otoritesiz ve eşitlikçi bir toplumdur.
komünizmin yanılgısı tarihi determinizmden, yani toplumsal gelişmenin 'kurallarının' tarihte kayıtlı olduğu anlayışından olduğu kadar, 'açık' ve kapalı' toplumların gelişmesi arasındaki farkı göz ardı etmesindedir aynı zamanda.
sosyalizm: 2. dünya savaşı'nda ölenlerin sayısından fazla insanın sadece ssscb'de insanların uğruna katledildiği zorbalık düzeni
sosyalizm: üç beş aklı evvel entelin adam öldürmeği meşrulaştırmak için halkın başına bela ettiği yağma düzeni
sosyalizm: her şeyi devletin paylaştırdığı ama devleti kimin oluşturacağı sorusununun yaygın bir hırsızlığa yol açtığı kitlesel hırsızlık düzeni
sosyalizm: işçiler adına diktatörlük kurup sonra kendini çok sesli demokrasi olarak adlandıran borazanlar orkestrası
sosyalizm: 'amaç, aracı meşru kılar' diyerek mevcut medeniyetimizi yıkmağa yönelmiş bir barbarlıok hareketi
sosyalizm: toplumu, 'kitle', 'yığın' gibi nitelemelerle etiketleyip tüfek dipçiği, namlusu ve mermisi (özür dilerim, çi,n'de tabanca kullanıyorlardı değil mi?) , ile toplum marangozluğu yapmağa soyunan eşkıyalık düzeni
sosyalizm: ülkeyi ancak sonsuz büyüklükte bir resmi daire yapıp herkesi devletin arpalığından beslenen taklacı güvercinler haline getirerek ekonomi icra edebilen bir devlet modeli
sosyalizm: ekonominin emirlerle idare edildiğini sanan bürokratlar diktatörlüğü
sosyalizm: ferdin hakkını topluma, toplumun hakkını da 'akil' bürokrartlara devrederek 'eşitlik' sağladığını iddia eden zorba memurlar cenneti
sosyalizm: okuyunca gülmekten yarılayazdığım bütün sarı-kırmızı sloganlar
alev alatlı, düşünce namusuna sahip, gerçek bir entellektüel... gelin görün ki insanlığa bir sürü acıya malolmuş bir fantezinin yaratıcısından hala medet ummak gibi bir nostaljisi var... marks'tan bahsediyorum...
amerikada doktora yapmış bir iktisatçı olarak, liberal düşnürleri hala 1929 bunalımının ve her türlü ahlaksız sermaye savaşının müsebbibi olarak görmek eğilimi de bağrımı kanatıyor...
özünde bal gibi de idealist olan bir ideolojiden hala etik bir miras ayıklamağa çalışmak gibi beyhude bir çaba sarfediyor...
fuzzy mantık gibi bir kesinliksizlikler sisteminden dem vururken hala insanların tek kurşunla infaz edildiği ülkelerin totaliter rejimlerinin beslendiği komünizmden adeta medet umması aklımın almadığı bir çelişki...
liberalizm eleştirilerinin sıradan komplo teorilerinden, avami sol bakıştan ileri gidemediği gibi bir endişe duyuyorum... evet... onun için endişeleniyorum çünkü onunki gibi çok yönlü çalışan bir beyin bir entellektüel dağarcık bulmak neredeyse imkansız...
liberalizmin türk toplumunca filtre edilip, inceltilerek, içine duygu katılarak dönüştürlmesi ihtimalini hiç aklına getirmeksizin, batılılaşmamızı liberal bir komplo teorisine bağlamağa çalışması, kasıt unsur içermiyorsa, ideolojik bir katarakt durumu olabilir ancak...
evet alatlı için üzülüyorum, çünkü onu gerçekten seviyorum...
Mahir Çayan bir katildir. Adam öldürmüştür ve Türkiye'yi Marksist-Leninist bir ülke haline getirmek için adam öldürmenin adını' silahlı propaganda' koymuştur.
Tarih nasıl bu kadar çarpıtılabilir, bir katil ve terörist bir kahraman haline getirilebilir?
abalı günahı boynuna ama (ki zaten günahı kendisine fazlaca yeter) kgb danışmanlarının finanse edip eğitim verdikleri ölüm akadmelerinde eğitilem arkadaşlrı gibi türkiye'i sırf güç tutkusundan dolayı kana bulayabilecek kadar gözü kara bir teröristten bahsettiğimizi hatırlatmma gerek var mı?
'dünya devrim literatürü' gibi içi boş, süslü cümlelerle yaptıklarını haklı çıkaramayacağımız ve adam öldürmeyi 'silahlı propaganda ' olarak adlandırabilen bir kaatilden bahsettiğimizi de unutmuyoruz umarım.
solcular ondan kurtuldukları içn sevinebilirler.. çünkü iktidarı ele gçirseydi eminim temizliğe önc kendisine rakip gördüğü fraksiyonlardan başlayacaktı.
komünizm: sosyalkist ideolojinin ütopik hedefi. komünizm geldiğinde sosyalizmin yaşamak için mecbur olduğu devlety ortadan kalkacaktı.
hatası, tarihi- determinizm gibi bir fikre dayanmasıdır ki sanki insanlığın doğal bir aşaması imiş gibi anlaşılmıştır.
insanlık hiç bir zaman komün halinde yaşamamıştır. bu marks'ın uydurduğu bir efsanedir. mülkiyeti düşman olarak gören komünizm insan topluluklarının medeniyetinin derece derece geliştiğini göz ardı ederek medeniyeti, modernite dönemiyle ibaret saymıştır.
komünizm, ideolojik olarak lanetlediği idealizmin bir başka şeklidir aslında... çünkü hedefi otoritesiz ve eşitlikçi bir toplumdur.
komünizmin yanılgısı tarihi determinizmden, yani toplumsal gelişmenin 'kurallarının' tarihte kayıtlı olduğu anlayışından olduğu kadar, 'açık' ve kapalı' toplumların gelişmesi arasındaki farkı göz ardı etmesindedir aynı zamanda.
kabileci zihniyette, kürt ırkçılığı ile prim yapan mikronasyonal-sosyalist bir parti.
sosyalizm: 2. dünya savaşı'nda ölenlerin sayısından fazla insanın sadece ssscb'de insanların uğruna katledildiği zorbalık düzeni
sosyalizm: üç beş aklı evvel entelin adam öldürmeği meşrulaştırmak için halkın başına bela ettiği yağma düzeni
sosyalizm: her şeyi devletin paylaştırdığı ama devleti kimin oluşturacağı sorusununun yaygın bir hırsızlığa yol açtığı kitlesel hırsızlık düzeni
sosyalizm: işçiler adına diktatörlük kurup sonra kendini çok sesli demokrasi olarak adlandıran borazanlar orkestrası
sosyalizm: 'amaç, aracı meşru kılar' diyerek mevcut medeniyetimizi yıkmağa yönelmiş bir barbarlıok hareketi
sosyalizm: toplumu, 'kitle', 'yığın' gibi nitelemelerle etiketleyip tüfek dipçiği, namlusu ve mermisi (özür dilerim, çi,n'de tabanca kullanıyorlardı değil mi?) , ile toplum marangozluğu yapmağa soyunan eşkıyalık düzeni
sosyalizm: ülkeyi ancak sonsuz büyüklükte bir resmi daire yapıp herkesi devletin arpalığından beslenen taklacı güvercinler haline getirerek ekonomi icra edebilen bir devlet modeli
sosyalizm: ekonominin emirlerle idare edildiğini sanan bürokratlar diktatörlüğü
sosyalizm: ferdin hakkını topluma, toplumun hakkını da 'akil' bürokrartlara devrederek 'eşitlik' sağladığını iddia eden zorba memurlar cenneti
sosyalizm: okuyunca gülmekten yarılayazdığım bütün sarı-kırmızı sloganlar
alev alatlı, düşünce namusuna sahip, gerçek bir entellektüel...
gelin görün ki insanlığa bir sürü acıya malolmuş bir fantezinin yaratıcısından hala medet ummak gibi bir nostaljisi var... marks'tan bahsediyorum...
amerikada doktora yapmış bir iktisatçı olarak, liberal düşnürleri hala 1929 bunalımının ve her türlü ahlaksız sermaye savaşının müsebbibi olarak görmek eğilimi de bağrımı kanatıyor...
özünde bal gibi de idealist olan bir ideolojiden hala etik bir miras ayıklamağa çalışmak gibi beyhude bir çaba sarfediyor...
fuzzy mantık gibi bir kesinliksizlikler sisteminden dem vururken hala insanların tek kurşunla infaz edildiği ülkelerin totaliter rejimlerinin beslendiği komünizmden adeta medet umması aklımın almadığı bir çelişki...
liberalizm eleştirilerinin sıradan komplo teorilerinden, avami sol bakıştan ileri gidemediği gibi bir endişe duyuyorum... evet... onun için endişeleniyorum çünkü onunki gibi çok yönlü çalışan bir beyin bir entellektüel dağarcık bulmak neredeyse imkansız...
liberalizmin türk toplumunca filtre edilip, inceltilerek, içine duygu katılarak dönüştürlmesi ihtimalini hiç aklına getirmeksizin, batılılaşmamızı liberal bir komplo teorisine bağlamağa çalışması, kasıt unsur içermiyorsa, ideolojik bir katarakt durumu olabilir ancak...
evet alatlı için üzülüyorum, çünkü onu gerçekten seviyorum...