Hani diyor ya Özdemir Asaf; İmkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek. Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek, yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek? Kolay mıdır bi anda vazgeçip gitmek, yoksa gitmekten vazgeçip sevmek mi gerek.?
herkes fedakar ve iyi olsaydı hayatta keşkeler kalmazdı
Kısmet ise gelir Hint'ten, Yemen'den, kısmet değilse ne gelir elden?
Bazı tarihler derin yaralar bıraksa da içinden kanamasını durduruyorsun...
Sirkeyi, sarımsağı hesap eden paçayı yiyemez. Atasözü
:)
Elin adamı, ince iğnenin deliğinden Hindistan'ı seyreder. Atasözü
Bazen özleyecek bir eskiyi bile bulamıyor insan yerinde...
Kabuklaştıkça değil kabullendikçe iyileşiyor yaralar...
Yine öylesine bir gün geçti, öylesine..
Yollar girsin araya, yıllar değil...
Bir gönül yıktı isen, şu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
Yunus Emre
Hani diyor ya Özdemir Asaf; İmkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek. Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek, yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek? Kolay mıdır bi anda vazgeçip gitmek, yoksa gitmekten vazgeçip sevmek mi gerek.?
Sana izah, sana ispat, sana delil getirdikten sonra onun adı aşk mı olur?
Yağmur yağıyor işte, ıslaklıktan bahsetmeye ne hacet?
Belki birgün kalbimi yormayan birine denk gelirim diye yaşıyorum. Reşat Nuri Güntekin
Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır. Atasözü
…gam denen bir şey varmış diye işitiyorum, fakat onun ne olduğunu bilmiyorum…
Mevlana
Nâdânı terketmedin, yârânı arzularsın. Niyazi Mısri
Yârsız kalır cihânda ayıpsız yâr isteyen. Muhibbî
Mahabbetden sû’al etme halîle
Mine’l-kalbi ile’l-kalbi sebîle
Dosta muhabbetten sual etme
Kalpten kalbe bir yol vardır
Gönül Çalab’ın tahtı
Çalab gönüle baktı
Kim gönül yıkar ise
İki cihan bedbahtı
Yunus Emre
Hile ile iş gören, mihnet ile can verir
Mihnet: acı, sıkıntı
Aşkınla cânâ cîhan oldı bana zindan
cânâ; ey sevgili
Hak söz acıdır
Hak söz acıtır
Âlim büyüktür, yaşı küçük olsa da
Câhil küçüktür, yaşı büyük olsa da
Gâfile kelâm, nâfile kelâm
Ne hüzün daimî ne de sürûr…
Kande varsa aşık-î bî-çare cânânın arar. Nahîfî
Çaresiz aşık nereye varsa sevdiğini arar.
Firâk-ı dost, bedel-i âteş...
Mala mülke mağrur olma deme var mı ben gibi
Bir muhalif rüzgar eser savurur harman gibi
Kamış boşum dedi şekerlendi
Ağaç yükseldi baltayı yedi
İmam Rabbani
Nâdâna cihân gülşen olur, ârife külhan. Nailî
Nâdân: cahil
Külhan: hamam ocağı