Kültür Sanat Edebiyat Şiir

ahmet el faruki sizce ne demek, ahmet el faruki size neyi çağrıştırıyor?

ahmet el faruki terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Şükrü Yaşar
    Şükrü Yaşar

    Büyük mutasavvuf,islam alimi ve zamanın zalim hükümdarı Ekber Şaha karşı cihad eden bir Allah eridir.İkinci bin yılın müceddidir.Tarikat ehlini irşad eden büyük bir Allah dostudur.Nakşibendi tarikatı şeyhlerindendir.Allah'ın izniyle o yolun saliklerine feyzi nur gibi akmaktadır.

  • Abdühakim Altuntop
    Abdühakim Altuntop

    İMÂM-I RABBÂNÎ AHMET EL FARUKİ “rahmetullahi teâlâ aleyh”:
    Ahmed bin Abdülehad, derin âlim, büyük Velî idi. Müctehid idi. İslâm âlimlerinin gözbebeğidir. Tesavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. Âlimlerin önderi, Velîlerin baş tâcı idi. (Mektûbât) kitâbı, üç cild olup, beşyüzotuzaltı mektûbunun toplanmasından meydâna gelmişdir. Kelâm, fıkh bilgilerini ve Resûlullahın güzel ahlâkını açıklıyan bir deryâdır. Bu deryâdan inci mercan çıkarmak, ancak usta dalgıclara nasîb olur. Fârisî aslı Hindistânda ve Efganistânda basılmış ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pâkistânda basılmış olanı pek nefîsdir. Bu fârisî baskının, foto-kopisi 1397 [m. 1976] senesinde, İstanbulda İhlâs Vakfı tarafından gâyet nefîs olarak basdırılmışdır. Birinci cildi türkçeye terceme edilerek (Müjdeci Mektûblar tercemesi) adı ile basdırıldı. Fârisî el yazması, İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1790] sayıda ve Süleymâniyyenin çeşidli kısmlarında vardır. 971 [m. 1563] de Hindistânda, Serhend şehrinde tevellüd etdi. Ömrünün sonuna doğru, mezhebsizlerin iftirâları üzerine, 1027 senesinde Selîm şâh tarafından Gwaliyar şehrinde habs edildi. [1029] da çıkarıldı. Bin rupye ihsân olunup, iki sene dahâ askerde kaldı. Kış aylarında nefes darlığı olurdu. [1624] Kanûn-ı evvel [aralık] ayının onuncu ve binotuzdört 1034 Safer ayı yirmidokuzuncu salı günü, Serhendde vefât etdi. Evinin yanına defn edildi. Efganistân pâdişâhı Şâh-i zemân, imâm için büyük ve çok san’atli bir türbe yapdırdı. İki oğlu Muhammed Sâdık ve Muhammed Sa’îd de bu türbededirler. Şâh-i zemân, on metre uzakdaki türbede zevcesi ile birlikdedir.

    (Mektûbât) kitâbını Muhammed Murâd-ı Kazânî fârisî dilinden arabîye terceme etmişdir. Bundan seçilen yüzdoksandört ve fârisî (Mektûbât) dan seçilen yüzellibir mektûb (Müntehabât) adı ile iki kitâb hâlinde basdırılmışdır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi, Muhammed Hâşim-i Keşmî tarafından fârisî olarak yazılmış, buna (Berekât) veyâ (Makâmât-i Ahmediyye) ve (Zübde-tül-makâmât) denilmişdir. Muhammed Ma’sûm-i Fârûkînin torununun oğlu olan Gulâm Muhammed Ma’sûmun torununun torunu hâce Muhammed Fadlullah, (Umde-tül-makâmât) adındaki fârisî kitâbında, dedelerinin hayâtlarını uzun bildirmekdedir. 1397 de Kâbilde ve 1416 [m.1996] da İstanbulda basılmışdır. 99.cu sahîfesinde diyor ki, (İmâm-ı Rabbânînin ondördüncü dedesi Şihâbüddîn Alî Ferrûh Şâh, Gaznevî sultânlarının Kâbil vâlîsi idi. Gaznevî hükümeti yıkılınca, Kâbilde hükümet reîsi oldu. Birkaç sene sonra, hükümeti terk ederek, tesavvûfda çalışarak büyük velî oldu. Kâbil civârında medfûndur. Mahdûm-ı cihâniyân seyyid Celâlüddîn-i Buhârî Buhârâdan Hindistâna gelirken, dâmâdı ve halîfesi olan imâm-ı Refî’üddîni berâber getirdi. İmâm-ı Refî’üddîn, imâm-ı Rabbânînin altıncı ceddidir. Delhî sultânı Firûz Şâhın emri ile, ormanlık olan Serhendi şehr hâline koydu. Şehr hâricindeki türbededir. İmâm-ı Rabbânînin valîdesi de burada medfûndur) . İhlâs vakfının İstanbulda neşr etdiği (The Proof of Prophethood) kitâbında, ingilizce olarak yazılıdır. Muhammed Fadlullah, [1238] de Kandihârda vefât etdi. Bedrüddîn-i Serhendînin fârisî (Hadarât-ül-kuds) kitâbında da, hâl tercemesi uzun yazılıdır. Bu kitâb 1391 [m. 1971] de Pâkistânda çok güzel basılmışdır. İstanbul Bâyezîd kütübhânesinde [1788] sayıda el yazısı ile vardır. Hâce zâde Ahmed Hilmi efendinin İstanbulda [1318] de basılan türkçe (Hadîka-tül-evliyâ) kitâbı da, İmâm-ı Rabbânînin ve üstâdlarının hayâtlarını ve kerâmetlerini uzun bildirmekdedir.

    Şâh-ı Dehlevî Gulâm Alî Abdüllah “kuddise sirruh”, talebesinin büyüklerinden mevlânâ Hâlid-i Bağdâdîye “kuddise sirruh” gönderdikleri bir mektûbda, Mevlânânın derece ve fazîletlerini uzun uzun anlatdıkdan sonra, İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hakkında şöyle buyuruyor: (Âlimler ve ârifler söylemişler ve yazmışlardır ki, imâm-ı Rabbânîyi sevenler, mü’min ve müttekî olanlardır. Sevmiyenler de, münâfık ve şakîlerdir. İslâm memleketleri hazret-i Müceddidin feyz ve nûrları ile doldu. Bütün müslimânlara, hazret-i Müceddidin “rahmetullahi aleyh” ni’metlerine şükr ve hamd etmesi vâcib oldu.) Başka bir mektûbunda, (İnsanda bulunabilecek her kemâli, her üstünlüğü, Allahü teâlâ, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine vermişdir. Vermediği yalnız Peygamberlik makâmı kalmışdır) demiş ve aşağıdaki rubâ’îyi yazmışdır:

    Her letâfet ki, nihân bûd pes-i perde-i gayb,
    heme der sûret-i hûb-i tû ıyân sâhte end,
    Herçi ber safha-i endîşe keşed kilk-i hıyâl,
    şekl-i matbû’i tû zîbâ-ter ezân sâhte end.

    1394 [m. 1974] senesinde, Pâkistânın Şeyhûfûre şehrinde, Urdu dili ile basılmış olan (Meslek-i Müceddid) kitâbında ve (El-Hadâik-ul-verdiyye) kitâbında da, imâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercemesi yazılıdır. Bu iki kitâbdaki hâl tercemeleri bir arada olarak, 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbulda ofset yolu ile basdırılmışdır. (Hak Sözün Vesîkaları) nda da çok güzel yazılıdır.

    Muhammed bin yâr Muhammed Burhânpûrînin (Atıyyet-ül-vehhâb El-fâsılatü beynel-hakkı vessavâb firreddi alelmu’terıdı aleşşeyhi Ahmed-el-Fârûkî) kitâbında kerâmetleri yazılıdır. Bu kitâb, arabî mektûbâtın üçüncü cildi hâşiyesinde basılmışdır. Muhammed beg 1110 [m. 1698] da vefât etdi.

    İmâm-ı Rabbânînin fârisî (Redd-i revâfıd) kitâbı ve türkçe tercemesi ve (İsbât-ün-nübüvvet) ve (Mebde ve me’âd) kitâbı İstanbulda neşr edilmişdir. (Âdâb-ül-mürîdîn) , (Ta’lîkât-ül-avârif) , (Tehlîliyye) , (Şerh-ı rubâ’ıyyât-i Abd-il-Bâkî) , (Me’ârif-i ledünniyye) , (Mükâşefât-i gaybiyye) ve başka eserleri de vardır. (Çehl hadîs-i mubârek) risâlesi, (Mükâşefât) kitâbının sonunda basılmışdır.

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    İmam-ı Rabbani olarak bilinir... Asıl ismi Ahmet El-Faruki olan büyük alim, devrinin, yaratıcısını unutmuş devlet adamlarına fikri cihat yaptı. Tüm yetki sahibi kişilere mektup yazdı ve gerçeğin yolu Kur’an ve Sünnet olduğunu, hurafelerle mücadelenin şart olduğunu anlattı. Yazmış olduğu mektuplar bir kitapta toplanıp meşhur “Mektubat” isimli eseri oluşturdu. Bu eserin sahibi alimimiz.

    Daha genis detay icin:
    http://www.geocities.com/SoHo/Easel/3809/imam_i_rabbani_ks.htm.
    http://www.sufism.20m.com/Rabbani.htm
    http://yagmur15.tripod.com/sadat/Rabbani.htm.
    vb.

    İmam-ı Rabbani’nin hayatı

    Ekrem Sağıroğlu’nun yeni kitabı İmam'ı Rabbani’nin hayatı Yasin Yayınları tarafından neşredildi. Kitap ikinci bin yılın mücceddidi İmamı Rabbani Ahmed Faruki Serhendi’nin hayatını ve mücadelelerini anlatıyor. Sağıroğlu eserde kuru bir hayat hikâyesi anlatımının ötesinde bir tarz denemiş. Hayatından satırların yanı sıra İmam'ı Rabbani’nin düşünce dünyasına dönük bir çalışma ortaya konmuş. Yazar, eserin birinci bölümünde İmam’ın yetiştiği ortamı, bölgeyi anlatıyor. Özellikle Hindistan bölgesindeki bozuk fırkaları; Sihizm, Hindu milliyetçiliği, mehdilik iddiaları gibi cereyanları ve ahlaki çöküntüleri anlatıyor.

    İmam-ı Rabbani,
    Hayatı-Cihadı-Eserleri
    Ekrem Sağıroğlu
    Yasin Yayınları