Gün dönümü ufuktaki hâleye,
Gül yüzünü desen desen işledim.
Saçlarından renk düşürdüm lâleye,
Kahverengi gözlerini düşledim,
Gül mevsimi karanfiller allandı,
Ufuktan doğarken sabah güneşi,
Siyahtan sıyrılan tüllere sevgi.
Kalpleri sararken aşkın ateşi,
Serapla kavrulan çöllere sevgi.
Baharı bekleyen bozkır ovada,
Gökyüzünde elek gibi,
Güneşi süzer bulutlar.
Kanatlı bir melek gibi,
Havada gezer bulutlar.
Ufuklarda öbek öbek,
Tanıdık diyerek geldik buraya,
Yüreğimin başı yara doktor bey.
Saat on iki de girdik sıraya,
Senin işin gücün para doktor bey.
İlk kontrol için yüz elli dedin,
Gökte asılı bulutlar, parelendi deli gönül,
Sonu gelmeyen umutlar yarelendi deli gönül.
Gün geçtikçe yara sızlar, dosta geçmez oldu nazlar,
Arşa yükselen avazlar sıralandı deli gönül.
Ay ışığı yaslanırken dağlara,
Serin bir rüzgar eser.
Yangın yerlerinde bulutlar tutsak,
Gökten bombalar yağar, yıldız yerine,
Namlular alev kusar.
İnsanlar doğarken niçin ağlıyor,
Bunu hiç kendine sordun mu dostum?
Sular için için neden çağlıyor,
Aklını birazcık yordun mu dostum?
Hayatın bir kısmı üzüntü keder,
Gönlüme bir ateş düştü, yanar Muhammed aşkına,
Gözümdeki bulut coştu, iner Muhammed aşkına.
Elim semaya uzanır, dilim ismiyle bezenir,
Ruhum uçmaya özenir, konar Muhammed aşkına.
Bir gün daha yiterken ömrümün sayfasından,
Hala yerli yerinde duruyor hatıralar.
Hasreti yudum yudum içerken dert tasından,
Beni ta canevimden vuruyor hatıralar.
Ne de güzel söylemişler zamanla,
Bir kurşunla iki düşman vurulmaz.
Anladım ki bu yalancı dünyada,
Ev üstüne yeni bir ev kurulmaz.
Hüzünleri içerine atarsın,
Nedim Uçar Şairin hayatını öğrenmek istiyorum bana bilgi gönderirseniz çok sevinirim site çok güzel şairin şiirleri çok güzel