Kestiremezdik
sürüp gider sandık sevdalanmaları
meğer ara sıra el elde baş başta kalınırmış
yaşamın herhangi rengini
savuruyorduk hiç olmadık yere çöplüklere
okluğun kumru boşluklarını anımsatır
suskunluklarla yer değiştirir gölgeler
bizden bağımsız bir akşamın içine gömülürüz
şimdi aramızda ne şarkılar ne resimler
oyalanırken kış yalnızlığıyla karşılaşıyorum
unutulan akşamlardan birindeymişim
birkaç kara imge uzanıyor tutkularıma
küsüm zamana tarih bakır rengi ve çocuksu
son güzden bir sabah
pembe yasemin kokuyor sokaklar
sen geçmişsin oradan
gülümseyişlerin yansımış sulara
canımızın inceliğinde çökmüş bir dürtü
-tıpkı kayıp rüzgarlar gibi sustun
neyin ortasında kaskatıdır bu medcezir
paramparça olmuş dünden daha eski
bana bambaşka bir şeyi mi anımsatıyor yasemin kokan ellerin?
aşınmış bir gecede yanından taşınıyorum
tutuşunca hiçliklerimiz
sessizce
en ucunda dalın
iki kızıl gül ölgünleşerek söner
geceyle konuşuyoruz
dilimizde karanlık bolluğu
son gölgelerin yıkıldığı yerde
gece nereye gidiyor sen nereye gidiyorsun
yalnızlıklarında unutma beni
oysa hiçbir çiçeğe hiçbir kuşa değişemezken kalbini
içimde tek kişilik bir şehir varken
Köşeli ayraç içine aldılar geceyi.
Suyu en zayıf yerinden yırttılar gördüm.
Dedikodu ediyor yıldızlar aşka dair
Ne geçecekse ellerine
Yol kaç arşın ses kaç eskimiş kalabalık
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti