Ben mi bozdum tarlakuşunun yuvasını
En dehliz günlerimde
yayılım ateşine tutuyorsun gözlerimi
Mührünü vurmadan gönderdiğin
bu insafsızlıklara ne demeli
Anımsadıklarımızın çoğu eskimiş
bir geçmişten sıyrılmıştır.
Ölen doğa değildir sadece
kervanın halkalarına bakıyorum,
durmadan eksiliyor zincirin sesi
Susarsam duyulmaz olur sesim
Ağlarsam yırtılır gök kubbe
Kararsızım
Törpülenen anlar teker teker
Bu yaz gecesinin içinden akıyor
Onca zamanı,takarak kafayı aşka.
Yürü de yürü...
Şimdi adını bile düşlemek
cinnet nedeni.
Nasıl bir yamaysa
sökülüp yerinden başka yaralara
Ayakları yontulmuş bu köprü /korku saçar
geçilmez öteye.
Havlayıp susuncaya kadar sokak köpekleri
Gözlerimde kıvamı koyu dem tuttun.
Gülüşüm esmere döndü
Bundan dolayı güzelce çözüp şiiri
özgür kıldım sözcükleri
Köçekçe oynayan harfleri seyre daldım.
İlk harfinden son harfine hecele aslı yitik olana
Zifoslarını sıyırdıkça çentiklerinden
ihanetinden sıfır altı yüzsüzlüğünün
Taslak halinde terk edilen
aşk şiirlerinin pejmürdeliğinden
Fosilleşen ne varsa ,geçmişinde tutuyor.
Duyumsuyorum.
Nefretle kazıyorum klonlanmış endamını cücenin
kaldırımda yalpalayan sekişinden
işgüzar hoyrat gülüşünden arta kalan ne varsa hepsini
Göz seğirmesi , yeldirmesiz dakikalar
Güvercin ağırlıklı kerpiçten baca ve Sümer yazıları
Artık sakin bir alın terinden boşalmayacaktır yarınlar
Çivit lekeli yaşama
Namussuz sabahlar gönderilir
Yalan söylemiyor gözlerin...
ışığı ihlal ediyor kavilleri.
Hadi yüzünü sakla ve barikat kurmaya devam et şiirlere.
Ben kendime döndüm.
Adını unutur muyum hiç
Sen zaten geç kalmış haris bir dündün...
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti