O sözler ki
Nehirlerimi tıkıyordu
yüreğimi parsel parsel sulayan
Omuzlayıp hepsini
Aşırdın hiç okunmasın diye
Uzadı da uzadı eksiltili tümcelerimiz
Yalnız şiirlere
dizildi sevda sözcükleri
Bir çoban ateşiyle külleşti
Zerresi bile okunmayacak artık
Kimselerin olmadığı
……… Vazgeç paralel gitmeyi yerle
Korkum,gözlerim son hücrenden kurtulacağı
içindir
….biliyor musun
sana hiçbir şey söylemeden
Bir damlalık ferahlığı
Çok gördü cimri umut
Kurudukça
Geriye sarılıyor zaman
Ne tutuşur
karşılaştığı her çiçeğe konmaz ki arı
kimileyin yapaydır buluşmalar
gecedir gerçeklerimizi gündüzden ayıran
bazen, bir söylenceye dönüşür yolculuklar
Bir Melih Cevdet ANDAY şiirini anımsattı bana bu “seyir” durumu...
Şöyle demiş Şair :
“Gözlerimden çıkıyorsun
Sokağa
Mavi mavi…”
Yaklaşık üç ay sonra bu sabah kendimi sokakta buldum.Yaşamın “sıfır çekme”olasılığı’ndan dolayı evimde kendimi göz hapsine almıştım.
Koca okyanus
Bir yelkenliyi taşıyamadı
Bundandır seni çoğalttıkça
Eksilişlerim
Ara sıra
bir yarısında gecenin
aniden taşınıyorsunuz yasak hazlardan
kendi üzerimize kapaklanıyoruz her birimiz
sendeliyor sonsuzda sıralanan bazı şeyler
bir kök sıralı taç yapraklar ve oynaşan öz su
söylenceyi bunaltan temmuz sabahlarından birinde
derine batan diken karanlık bir sis
şebnemin ihaneti bir ölü kelebeğin döşeğindeki son pozu
kötülük barındıran yeminler
Yurdum
Yağma ve yalan
Yaşama sevdasız
Cilvesi eriyen hasretim
Sütgri köknarım
Bölük pörçük mor düşlerim
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti