BİR ŞAİR : Mehmet Ali Tan
BİR YAPIT : PANTOLONLU BULUT*
Ocak 2024’te KANGURU KİTAP’tan çıkmış Mehmet Ali TAN’ın PANTOLONLU BULUT* adlı şiir kitabı.Yıldız iminin karşılığı , bulunduğu sayfanın altına ‘’ (*) bu kitap adını,Mayakovski’nin aynı adı taşıyan şiirinden alınmıştır.’’ şeklinde dip notta açıklanmış.
Genel Yayın Yönetmenliğini Aydın Şimşek’in yaptığı ve Alp’e ithaf edilen PANTOLONLU BULUT 96 sayfadan oluşuyor. 87 şiir var.
İlk bakışta us oyunlarına çok giriştiğini görüyorsunuz Mehmet Ali TAN’ın.İroniyi olanak buldukça kullanmış.İnsanı hayrete düşüren sesleyişler mi dersiniz,nükteli söyleyişler mi dersiniz , klasik şiirimizin söz sanatlarından bazılarını anımsatan modernize örnekleri mi dersiniz … sıklıkla karşılaşıyorsunuz.
Yapıtın tamamına yakın sayfalarında ‘rakı’ sahne alıyor,dersem abartmamış olurum.Açık sözlülük hemen hemen her şiirde dikkat çekiyor. Doğrudan yapılıyor şiir yoluyla göndermeler. Bazılarında iç konuşmalar da yok değil.
sabaha yürüdü tükenmeyen pembe
döndü durdu sıcak nefeslerimiz
bitiştik birbirimize...
dışarıda serin sular kediler devredilen zamanlar
birçok yol var önüme çıkan
orada değilsen tümü de yalancı.
*
karşı karşıya oturamadık
ne çok dönence , ne çok kasım , ne çok gün , ne çok ses , ne çok ıraklık , ne çok şehir , ne çok kaldırım , ne çok gölge , ne çok yağmur , ne çok sözcük , ne çok akşam , ne çok rakı , ne çok yüz , ne çok yalnızlık , ne çok koku , ne çok gülümseme , ne çok susma , ne çok süzülüş ,ne çok şiir seni anımsatıyor bana...
hangi giz'den öncesin sen ?
hangi ünlemin içinde saklıdır mırıldanışlar ?
hangi yabancılaşma paramparça eder yaşamı ?
Bu sabahla başlar her dün
Uzar derinleri zorlayan kökler gibi
Anlarım ben'inden yarınlara niyetlendiğini
Bulutların gelmesini bekleyen çölüm sanki
Sol yanıma düşse bile sürüp gider bu sıla
Zerrelerime dek işlesen de kasıla kasıla
Geçen yıl bugünden kalma bu yeşil
Şöyle bir uzanınca ovaya doğru
Yüreğimdeki salıncak nazla salınır.
Dağ yolundan biraz sapada kalır su değirmeni
Döndükçe taşın üstündeki taş
bir çiçek büyüdüm ah işimiz gücümüz
bir gül dalı ferahlığı uzun ömürlü serüven
serpilerek çağıl çağıl kokulu taraçalara
hangi aradaysam tümlenen gözlerine
Taşı yırt
Soyuta kıskançlığı öğret
Aşkın dokunulmazlığı vardır
Kent ,sokaklarına küs olsun
Ben hem nikotinin hem efkarın
olarak kalırım yüklenirim çözümleri
çok görme ha!
çünkü senden hiç vazgeçemem …
hiç af dilemeyeceğim ki ben
varlığına anlam verecek tek şey,
DENEME
Akşam ilerliyor.
İçinden geçmekte olduğum bugünde birazdan son saatler sırayla elenecek .
Dilime mavi yol şarkıları düşürüyorum.
Gerçeği ya da kurmacayı , evreni ya da kendi içimi biraz daha yakından görebilmek için patikalarda , sapa yerlerde yürümeyi , dehlizlere dalmayı , kendi sularımı kulaçlamayı ; salt , ırak ve derin olanı sevmeyi ,duyumsamayı ve yeryüzüne lirik algıların göklerinden ,yetkin ve yeni şeylerle dönmeyi göze alıyorum.
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti