Vurulur umutlarının en can alıcı yerinden insan.
Bir uçurum olur artık tüm bekleyişler.
Düşer her bir uçurumdan
Düşer de yenilir ümitsizliğin
ziftli çekim gücüne
Tıpkı kanatlarından vurulan bir kuşun
Yağıver,
Duru bir ses olup
Yağıver paslı kulaklarıma
Yağıver yasaklı dilime
Sessizliğimden ve sağırlığımdan taşıp
Yağıver mühürlenmiş tüm suskunluklarıma.
Bu sabah yağmur vardı şehirde
Ağır uykusundan uyandırdı
Sokakları, evleri,yolları.
Hunharca yağan yağmur
Bir bir siliyordu geceyi
Usul usul yıkıyordu şehri.
Sabah uyanınca,
Yokluğuna uyandım.
Tüm duvarlarda sesin,
Tüm aynalarda yansıman,
Her yerde kokun vardı.
Dağıldım odadan evin her yanına,
Yıllarca hep bir yalnızı oynadım
Etrafım ne kadar kalabalık olsa da
karışamadım onlara
Kendimi bir türlü yüzleştiremedim
başka yüzlerin aydınlığıyla
İnsan sohbetlerine hep karşı kıyıdan bakındım
Yıllarca hep bir yalnızı oynarız.
Etrafımız ne kadar kalabalık olsa da
karışamayız onlara
Kendimizi bir türlü yüzleştiremeyiz
başka yüzlerin aydınlığıyla
İnsan sohbetlerine hep karşı kıyıdan bakınırız.
Bir orman yangının içinde,
Tam da ortasında kalmışım sanki.
Dumanlar ciğerlerime
ve gözlerime,
Alevler bedenime,
tenime hücum etmekte...
Vakit yine sensizliğin kendisi
Ne öncesi,ne sonrası
Tam da yalnızlığımın en sensiz vakti.
Şimdi giden yolcu trenlerinin ardına takılan
çocuksu bakışlarımla yalnızlığımı seyrediyorum,
Seyrettikçe sesi daha da yükseliyor
Yaşadıklarındır sana ait olan,
sende saklı duran,
sana anlam katan.
Tıpkı yetiştiği trene binen bir yolcu gibi
yaşadıklarınla yol alırsın.
Yaşamayı çok isteyip de yaşayamadıkların ise;
Hayatı;
Simsiyah bir karanlığa,
Karartılmış bir gökyüzüne,
Yasaklanmış ve kanatılmış düşlere ,
Korkulara ve ümitsizliğe teslim etmemek gerekir.
Yaşam akıp giderken;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!