Susarsın.
Tüm sözcüklerini yitirmişçesine,
Tüm dilleri unutmuşçasına susar insan
En kolayıdır bazen susmak bazen de en zorudur susmak.
Söyleyeceği bir şey yoksa en kolayıdır susmak,
Oysa söyleyecekleri dünyaları aşmışsa
Sussak,
Hiç konuşmadığımız kadar sussak,
Dilimizi kelimesizliğe mühürlesek.
Yutup tüm sözcükleri,
Yakıp tüm sözlükleri,
Dilsizliğe göç etsek.
Sustun,
Sustum,
Susturuldum...
Bütün kelimeleri,
Bütün sözlükleri yutkunarak
Sözcük yığınları okyanusunda
Varlığım terk edilmiş bir şehir olsa da
Bütün yollarına,
Bütün haritalarına
Bütün pusulalarına
Yıkılmaz,fethedilmez,
Vazgeçilmez bir kalesin sen
Karmaşıklıklar ve tezatlıklar üzerinde yaşarız,
Bir yanımız bahar bahçe bir yanımız sonbahar solgunluğudur.
Bir yanımız yazın sıcaklığı,
Bir yanımız zemheri kışı ve fırtınaya tutulmuşluk.
Gökyüzüne savrulur düşlerimiz oysa karanlık bir dehlizdedir bedenimiz.
Yıldızlara tutunur bir yanımız öbür yanımız kör kuyulardadır.
Tuzu gözlerimde tortulaşan yaş;
Süzüldükçe süzül,
Aktıkça akıver çağlar boyu.
Haykırdıkça haykırıver sessiz isyanını
İçine yağan suskun geceler boyu.
Sen bir yalanın,
Tut ki fırtınaya tutulmuş bir gemidir
sensizlikten ibaret ruhum.
İsli günlerin esaretinde
Ayak izlerinden çok
sesinin yankısının kaldığı,
hasretinin her daim demirlediği
Olur da bir gün çocukluktan kalma
anıların bulanıklığında düşersem aklına,
Gözlerin, gecenin bir yerinde
kayan bir yıldızda karışırsa göz izlerime
Ve beni bulma isteği dalga olup çarparsa
kayalıklardan, uçurumlardan ibaret kıyılarına
Kulaklarda bir gürültü yığını,
Göğe dağılan duman taneleri
Ağır ağır ama heybetli bir süzülüş.
Yanıp yanıp sönen ışıktan göz kırpışlar,
Bulutları dahi uyandıran bir ses çıngırağı.
Bakıyorum yine gecede telaşlısın
Güneşi kanatlarında taşıyan bir martıydım...
Çığlıklarım gökkubeye yankı,
kanatlarım denizin dalgalarıyla hemhal,
Gözlerim engin ufukların korkusuz yolcusuydu.
Geçerken şehrinin üstünden ümitlice
Değerken gövdem hırçın dalgalarının sesine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!