Sevmek,
Seni sevmek tüm dillerde,
Tüm medeniyetlerde.
Tüm dilleri,
Tüm sözcükleri kullanarak bir başka sevmek seni.
Yazının ilk icadından bu yana
Yıldızların dahi uyuduğu bu geceyarısında
Titreyen parmaklarımla
Üşüyen dudaklarımla
Şimdi seni çizdim
İçimdeki yalnız çocuğun gözbebeklerine.
Dudaklarım seninle barıştı dilimle.
Haykırmak isterdim adını
şimdi körfezin mavi sularına.
Martılara simit atmak,
Esen rüzgârlara usulca karışmak isterdim
seninle bir vapur yolculuğunda.
Sonrasında söküp göğsümden tüm özlemlerimi
Seni görmemiş olsaydım
Ve dokunmamış olsaydın hayatıma
Nefeslenip öylesine her güne karışacak
Zamanın sarkacında
bir o yana bir bu yana sallanacaktım.
Esmerlik günlerime bulaşacak
Sen olmayınca;
Günler arasında geride kalmış
bir dün gibiyim zamanda.
Battı güneş,
Geceyarısına varınca saatler
Koparıldım takvimlerden.
Takvimlere düşünce Nisan ayı;
Aralanır baharın kapısı,
Gök mavisi karışır yeryüzü yeşiline.
Uyanır en derin uykudan kırlarda çiçekler,
Döner en uzaktan göçmen kuşlar.
Silkinir hantallığından ağaçlar,
Sevgili,
Yokluğunu doldurmuyor hiçbir varlık,
Teskin etmiyor sensizliğimi hiçbir söz.
Başı ve sonu uçurum,
Ortası boşluk olan bir yolda
Yapayalnız bir hâl üzerindeyim.
Geçti bir gün daha.
Sensizliğin ve yokluğun hesabına yazılan tüm günler gibi.
Eksilip kederlendik sessizce.
Önce gözlere,
Sonra ellere,
Sonra da dillere pranga çekildi.
Sessizlik mi sensizliğin sesi
Yoksa sensizlik mi sessizliğin kendisi?
Sen misin yalnızlığımın sebebi
Yoksa yalnızlık mıydı senin bende varoluşunun sebebi?
Sensizlik mi bana dahil olup benimle varolan
Yoksa ben miyim sensizliğe mahkum olup nefes nefes,dirhem dirhem tükenip yok olan?
Nasıl bir şey biliyor musun sensizlik?
İçine sığdırırken
Tüm yıldızları,
Bütün gökyüzünü.
Senli düşlerde
Işık hızıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!