Senli rüzgârlarla havalanan
Bir uçurtma oldum
Gün ortasında.
Bulutlara karıştım,
Rüzgârlarla yarıştım,
Kuzey yıldızına kanat değdirdim,
Ey hüznün en koyu rengi,
Ey yalnızlığın son adresi,
Ey sevdanın kadim yolcusu
Bilesin ki bu yol dağlar dolansa da
Bilesin ki bu yol uçurumlara dayansa da
Bu yürüyüş çıkmaz sokaklarla kuşatılsa da
Umut; bugünden yarına değil
yarınlardan bugüne kalan en büyük hazinendir.
Umuttur,gökyüzüne dağılan sınırsız maviliğin boyası
Umuttur,yeryüzüne sevinçle giydirilen bahar yeşilinin sırrı.
Umut olduğu sürece;
Masmavi, bembeyaz
Uçsuz bucaksız evren gibi tükenmeyen umutlar da üretmeli insan kendi iç denizinde.
Her geceyarısı ümidin ayışığınının yakamozlarına dokundurmalı tüm beklentilerini.
Sonra geceden sabaha kadar usul usul dalgalanıp değmeli bekleyişlerin adresi kıyılara.
Hatta bazen tsunami olup aşmalı tüm setleri,
Yıkmalı tüm engelleri...
İşte o zaman diner denizin özlemi,
Asi,mavi ve derindi deniz.
Umutlu,heyecanlı ve masumdu yolcu,
İmkansız, duraksız ve meçhuldu yolculuk.
Zamansız,fırsatsız ve uçurumdu yol.
İmkansızlığa inat karanlığı yırtan bir ışıktı,
Umut kanatlı sevgi martısı.
Yaşlandığın kadar değil yaşadığın kadardır yaşın.
Yaşarken de umut ettiğin kadar varsındır.
Umuda yelken açtıkça dilin iyimser sözcüklerin kalabalık şehri,
Ruhun sevincin yegane memleketidir.
Ömrün, ilkbaharın her daim sonsuzluğa demirlediği bir limandır.
Sevinçler gelip çarpar kıyılarına.
"Uzatma dünya sürgünümü Ey Sevgili" dizelerin düşer şimdileyin fikrime...
İşte kavuştun en sevgiliye,
Sustum,sustun,sustuk memleketler boyunca.
Sessizliğin ve sensizliğin ağırlığı bir pranga ruhumuzda,
Öksüz kalmış bir medeniyetin kederli hüznü kalbimizde çırpınıyor,
Yetim çocukların ıstıraplı sancısı bir okyanus içimizde.
Çiğ ve amansız bir soğuk eserdi,
Üşürdü elllerin,yüzün ellerinden beter.
İliklere saplanırdı mermi misali ayaz,
Donup kalırdı herşey zamansızlığın içinde.
Bakınırdım öylece sana.
Bakınır ve zemheri kışı olurdu içim.
Üşürdü yalnızlığım kıyıda,
Gündüzden yeni bir güne geçişlerin akşamlarında,geceyarılarında.
Hem de Üsküdarın Kız Kulesi'ne kederli bakışı
Ve martıların Boğazın sularına karışan çığlıkları gibi üşürdü.
Sonrasında teknelerin sesi yırtardı suları,
Gecenin sularına karışan güneş takılırdı vapurun pervalerine.
Seni düşünürken
Üşür bir yanım
Kışa hüküm giyilmiş gibi.
Üşür diğer yanım
Bir buz dağına sürgün edilmiş gibi.
Benimle dağlar üşür,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!