Sesimi yitirdim,
Sürgün edildim kendimden.
Yakılmış bir ormanım küllerim kaldı geriye.
Ne sözcüklerim dile gelir,
Ne kendimi bulabilirim.
Yaprak açmaz,
Sen,
Gittin ya;
İnfilak etti sensizlik ayarlı bir bomba zihnimde.
Fikrim benliğime artık hepten yabancı.
Aklım fikrime,
Fikrim yaşamışlığıma
Sana sen lazımsın.
Çünkü toprağın suya,
Yeryüzünün güneşe,
Hayatın oksijene olan ihtiyacı gibi
Senin de kendine sonsuz bir ihtiyacın var.
Onun için kendine çok iyi davran,
Seni aşka yazmalı,
Ya da aşkı sana yazmalı.
Evet seni aşka aşk ile yazmalı.
Hem de
Gök gibi sonsuz,
Gök gibi derin,
Seni gözbebeklerimden bileklerime,
Dudaklarımdan yüreğimin kenar mahallerine,
Bilincimin en üst katlarından en alt katlarına,
Hatta bodrum katlarına kadar
Her yerime çizdim.
Kimi gün bir kâşif olup,
Düşünmek
Seni düşünmek
Günün bir vaktine inat
Her vakit seni düşünmenin yollarında
saniye saniye seni düşünmek.
Sıyırıp aklını tüm fikirlerden
Sana ilk kez rastlamak,
Hayata en güzel anlara çıkan başlangıçtı.
İlk kez yaşanmışlığın en güzel ilk durağıydın sen.
Sana rastlamak,
Bir çiçeği ilk kez koklamak,
Bir bahara ilk kez rastlamak,
Kimseler duymadan,
Kimseler uyanmadan,
Güneş dahi uyanmadan
yalnızca seninle uyanıp
Her yeni güne merhaba demek.
Aydınlığın öptüğü her sabaha
Gelip yapışınca gözlerime gözlerin,
Değince sesime sesin,
Savrulur solgun yaprakları düş bahçemin.
Uyanır seninle kış uykusundan mevsimlerim.
İşte o an dokunur mevsimlerime baharın her cemresi,
Düşer ümitsizliğin son kalesi.
Geçtim yine yaşamın en dar anından.
Vardım yine seni yaşamışlığın kıyısına.
Bir tutsaklık anıdır sensizlik.
Dolambaçlı yollarda bir yokuşu çıkarken
Ansızın kesişti yolum seninle.
Sen,bir varolmuşluğun en sessiz tanığı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!