Uyan ,bak
Gün ışığı vurmuş yüzümüze,
Çocuk sesleri yayılmış sokaklara
Ekmek kavgası çoktan çıkmış yollara.
Dinle bak kuş ötüşleri
karışmış dallara,yapraklara.
Hani olmaz ya,
Hani imkansıza dahildir ya bazı rüyalar,
İşte böyle bir şey bu.
Hani diyorum ki;
Çıkıp gelsek seninle birbirimize
Gök ve yer,
Sen ki uzak,
Çok uzak bir ülkedeki
bir denizsin fikrime...
Denize hepten hasret kalmış
Bir bozkırdaki
Bir köy çocuğunun
Sevmek,
Uzaktan sevmek,
Seni uzaktan sevmek,
Ne zordur bilir misin?
Hiçbir sözcüğüne dokunmadan,
Duyumsamadan sesini
Uzat ellerini bana
Hani şu dal zarifliğindeki
Hani şu kutsal ekmek güzelliğindeki
Hani şu dokununca yaralarımı iyileştiren
Değince çizgileşen yüzüme gün ışığını süren,
Hani şu toprağı deşip en cılız düşleri
Gözlerinin ışık yağmurlarıydı
gecemin zifiri karanlığına
aydınlığın mührünü vuran,
Beni kör uçlarımdan tutup
görmenin sevincine ulaştıran.
Geceme yağıp hücreme dolan
Gözlerimde gökteki hilalin göz alıcı güzelliği,
Gökte yanıp sönen eşsiz bir yıldız geçidi,
Altında da karşı tepelerdeki evlerden sızan ışıkların tutkulu dansı var.
Körfezde demirlemiş gemilerin parlak silüetleri
Ve silüetlere karışan ay ışığı.
Burnumda püfür püfür ıhlamur ağacı kokusu
Varsın,
İhanetler dokunsun sevgimize,
Elimizdeki güllere karşılık
Zehirli dikenler tutuşturulsun elimize.
Kalmanın sevinci yerine ayrılığın dinamitleri döşensin içimize.
Varsın,duyulmasın kalp sesimiz.
Vazgeçtim her şeyden.
Bir bir sildim göz izlerini gözlerimden,
Çekip çıkardım bakışlarıma batan kirpiklerini.
Çıkardım kulağıma melodi olan sesini.
Vazgeçtim, dudağıma ıslık olan isminden.
Gecelerimi aydınlatan bakışlarına perdeler çektim,
Çoğu gidip azı kalan
sabırsız bekleyişler gibi
Çoğu gidip azı kalan ömür gibi
Olmuyor elvedasız gidenin,
Vazgeçmişliğe bilet kestirenin gidişi.
Kendisi gidiyor yokluğu kalıyor,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!