Antalya’nın kumsalı,güneşi,denizi
Kamaştırır mavisi gözlerinizi.
Yakar genzinizi portakal çiçeği kokusu!
Diyarbakır’ın karpuzu,Anamur’un muzu…
Fışkırır pınarlarından buz gibi su
Doldurur genizleri yarpuz kokusu…
Asla boyun eğmedim,eğmem haksızlığa,
Hak yolunda geçer,gecelerim,gündüzlerim.
İsyanım var haksızlık denen ahlaksızlığa,
Hak yolunda hakkı düşünür,hakkı özlerim.
Dostuyum mazlumun amma hasmıyım zalimin,
Hak bilirim haksızlığa karşı savaşı,
Ejderhalar çıksa karşıma çekinmem;
Susmam,savaşırım haksızlığa karşı.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Yakıp külümü savursalar havaya,
Ezeli de deli gönül ezeli
Savururdu her rüzgârım gazeli
Peşimdeydi yedi köyün güzeli
Nasıl geçti, hey gidi gençliğim hey!
Güzellerin elinden su içerdim
Sordum yıllarca kendime bulamadım,
Bu nedensiz ayrılığın nedenini.
Erittin mum gibi ruhumun bedenini,
İnce ince verem gibi.
Aynı mekanda fakat;
Çıkarabilmek için bir avuç kömür,
Eşittir bir avuç kömüre bir ömür.
O gün bulutlandı güneşin yüzü,
Ağlamaklı oldu bulutların gözü.
Kan düştü kömürün karasına,
Güzel bir günde denize nazır,
Bir çay bahçesinde çay içiyorum.
Güneş,deniz,hava...Her şey hazır...
Keyifle içerken tavşan kanı çayımı,
Mutlu oluyor,kendimden geçiyorum.
Severim seni ey güzel deniz!
Dinleniyor bakınca gözlerim,
Şiirdir sana bütün sözlerim,
Severim seni ey güzel deniz!
Şehrin gürültüsünden çok uzak,
Sabah vakti bir kızıllık var seherde,
Bir telaş,bir hazırlık var her yerde.
Doğunca güneş ufuktan,
Kalkar gözlerden perde...
Doğunca güneş hareketlenir böcekler,
Netekim öldü evren;
Fakat yaşıyor hâlâ koyduğu yasa.
İştirak etmeyecekmiş kimse cenazesine,
Ne tasa…
Netekim,
Düzenleyecektir kendisine bir tören
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!