Antalya’nın kumsalı,güneşi,denizi
Kamaştırır mavisi gözlerinizi.
Yakar genzinizi portakal çiçeği kokusu!
Diyarbakır’ın karpuzu,Anamur’un muzu…
Fışkırır pınarlarından buz gibi su
Doldurur genizleri yarpuz kokusu…
Asla boyun eğmedim,eğmem haksızlığa,
Hak yolunda geçer,gecelerim,gündüzlerim.
İsyanım var haksızlık denen ahlaksızlığa,
Hak yolunda hakkı düşünür,hakkı özlerim.
Dostuyum mazlumun amma hasmıyım zalimin,
Hak bilirim haksızlığa karşı savaşı,
Ejderhalar çıksa karşıma çekinmem;
Susmam,savaşırım haksızlığa karşı.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Yakıp külümü savursalar havaya,
Ezeli de deli gönül ezeli
Savururdu her rüzgârım gazeli
Peşimdeydi yedi köyün güzeli
Nasıl geçti, hey gidi gençliğim hey!
Güzellerin elinden su içerdim
Yeniden doğururken ağaçlar kendini her bahar,
Biraz daha soldurur rengini her mevsim insanlar.
Bırakın da kutlasın ağaçlar doğum günlerini,
Rengi solan insan için bunda sevinecek ne var?
Tükendi, tükenmez sanılan o bulunmaz hazine,
Gözden kalbe,kalpten göze bir yol vardır
Aktın gözümden kalbime yıldız gibi
Geçtin çok hassas incecik, bu dar yoldan
Girdin kalbime deldin çuvaldız gibi.
Çizdim kalbime bak kalbinin resmini
Erkenden kalkarım,kış mevsimi seherde,
Aralarım perdemi,açarım penceremi.
Köyümü görürüm tam karşımda,
Mavi ile beyazın birleştiği yerde.
Bugün kalkıyorum yine erkenden,
Çıkarabilmek için bir avuç kömür,
Eşittir bir avuç kömüre bir ömür.
O gün bulutlandı güneşin yüzü,
Ağlamaklı oldu bulutların gözü.
Kan düştü kömürün karasına,
Sabah vakti bir kızıllık var seherde,
Bir telaş,bir hazırlık var her yerde.
Doğunca güneş ufuktan,
Kalkar gözlerden perde...
Doğunca güneş hareketlenir böcekler,
“Kimimiz Ahmet Bey,
Kimimiz Ahmet Efendi;
Ya Ahmet Ağayla Ahmet Beyefendi? ”
Demiş Orhan Veli.
Ahmetlerle Mehmetler birlikte anılır hep.
Anlamadım.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!