Dünya dediğin sonsuz değil,
Bir nazarlık…
En son gideceğin yer,
Saray değil,mezarlık…
Bakma sakin göründüğüne
Öyle sakin değildir pek…
Gelip oturdun gönlümün ortasına
Yalçın kayalardan kopan bir taş gibi.
İnan öylesine tutkunum ki sana
Ayaklara mahkûm olmuş bir baş gibi.
Yazdım gönlüme adın ile adımı
Sonsuzluğa uzanan bir nakkaş gibi.
Sahil boyu yalılar yalılar yalılar…
Dünyanın en mutlu insanları Antalyalılar!
Tarih tabiat,kum,güneş,deniz,mehtap…
Daha nice güzellikler…güzellikler..!
Sadece Antalya’ya aittir bu özellikler.
Antalya’m Bey Dağı sana yüksekten bakar.
Bir nefeste iki beden,
İki bedende bir nefes,
Bazen geçici bir heves;
Kızgın çöllerde Layla,
Soğuk gecelerde sıcacık rüya,
Gözlerde parlayan bir nur,
Yıkılmış koca gökdelen
Park yapılmış yerine
Görünür belki uzaydan…
Serin bir meltem esiyor denizden
Hafif hafif sallanıyor ağaçlar,
Yemyeşil çimenler…
Netekim öldü evren;
Fakat yaşıyor hâlâ koyduğu yasa.
İştirak etmeyecekmiş kimse cenazesine,
Ne tasa…
Netekim,
Düzenleyecektir kendisine bir tören
Antalya'm! Sevgilimsin,canımsın;
Damarlarımda dolaşan kanımsın.
Otururum Falezlere,seyrederim
Denizini...
Akdeniz mürekkep olsa yazamaz
Güzelliğini...
Kömür gözlerini sevdiğim dilber
Saçlarında kar,gözlerinde rüzgâr!
Neden selam vermeden geçiyorsun?
Kömür gözlüm senin bir derdin mi var?
Güller açan gül yüzün gülmez oldu
Kömür gözlerini sevdiğim dilber
Senle konuştuğumu görenler var
O güzeli “sevme, bırak” diyorlar,
Sevmem için sayısız nedenler var.
Temmuz güneşi gibi yaktın beni
Kocaman bir nasır elimin ortasında...
Bir dilim ekmeğim ben kurtlar sofrasında
Parçalandıkça çoğalan,
Çoğaldıkça parçalanan...
Yeniden çiçek verdi yeni zamanda;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!