Sabah erkenden gelirsin derse,
Günaydın dersin herkese.
Başlarsın derse,sokarsın bizi strese,
Anlat,fakat uyandırma bizi be hocam.
Pencere dibi serindir,
Ruhumda beyaz bir gülüştür papatya.
Damarlarımda bir akıştır papatya.
Beyaz gelinlikler içinde, konuşur
Sabah yeliyle, sır vermeden papatya.
İlkbaharın gülen yüzüdür papatya.
Ölüm hörgüçlü bir kara deve
Vakti gelince çöker her eve
Dün geçti,takılıp kalma düne
Bu güne bak, sadece bu güne.
Hiç belli değildir,yarın var mı?
Gençliğine de güvenme,sakın
Bu dünyadan göçen bir daha gelmeyecek.
Ölümsüzlük iksiri aradılar asırlarca,
Ölümdür ölümsüzlük iksiri,
İçen bir daha ölmeyecek.
Verdi Allah insanlara şeref ve şan,
Lütfedip üstün kıldı hayvandan.
Yaşarsa eğer yaratılışına uygun,
Meleklerden de üstün olabilir insan.
Gündüzde ve zifiri karanlık gecede,
Ne Mecnun Leyla'yı sever,
Ne Kerem Aslı'ya yanar;
Ne de Âdem Havva'yı sever,
Benim seni sevdiğim kadar.
Sevdim ben adam gibi seni,
Antalya'm! Sevgilimsin,canımsın;
Damarlarımda dolaşan kanımsın.
Otururum Falezlere,seyrederim
Denizini...
Akdeniz mürekkep olsa yazamaz
Güzelliğini...
Kömür gözlerini sevdiğim dilber
Saçlarında kar,gözlerinde rüzgâr!
Neden selam vermeden geçiyorsun?
Kömür gözlüm senin bir derdin mi var?
Güller açan gül yüzün gülmez oldu
Evler yaptılar betondan,çok katlı,
Ruhsuz; fakat çok heybetli...
Dev ağızlarla kazdılar mezarını
Kır çiçeklerinin...
Yıktılar tek katlı bahçeli evleri,
Yükseldi dağlar gibi köpüklü dalgaların,
Ne varsa çekti içine azgın halkaların.
Ey deniz! Nedir bu öfke,bu nefret,bu kin?
Cehennem gibi fokur fokur kaynadı için.
Benim gibi haksızlığa mı uğradın,ne var?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!