Atlar geçiyor boynu köpüklü
Ağaçların köklerine karanlık taşıyor
Kara karıncalar sürü sürü…
Sarkmış ağaçların dallarından meyveler,
Çekilmiş suları, kuru kuru…
Saklanmış yüzün bulutların arkasına…
Zaman içinde yoktadır an
Zaman içinde bir noktadır an
İşte bu anın içindedir insan
Bu anın içindedir hayat,
Bu anın içindedir doğum,
Bu anın içindedir ölüm,
Yanar Benim yüreğim nârın közünde,
Aşkı ararım ben hep yârin yüzünde.
Aşk yüreğime çakılmış bir çividir,
Arama boşuna şikârın gözünde.
Bayrak için akıttığımız su değil,kandır
Uğruna öldüğümüz toprak değil,vatadır.
Bir bayrak uğruna akıttık biz kanımızı
Sonra bayrağa sarmaladık vatanımızı
İşte bayrağımızın rengi bundan kırmızı…
Ben dere tepe aşacak delikanlı mıyım?
Birkaç sinek avladımsa eli kanlı mıyım?
Kan emicilerden kurtardım masum yüzleri
Söyleyin vicdansız mıyım,vicdanlı mıyım ben?
Ben büyük bir kahramandım devler ülkesinde,
Gün olur fırtına gibi eser,
Rüzgâr gibi gezerim.
Gün olur bora gibi yıkar,
Fil gibi kırar, dökerim.
Gün olur,kabus gibi çöker,
Haksızın dişini sökerim.
Anne sevgisini tatmayan aşktan söz etmesin
Çünkü insanı annesi kadar sevecek kimsesi yoktur.
Sen hiç annem yok diye üzüldün mü?
Taş yataklarda büzüldün mü?
Acıların tenceresinde kaynadın mı?
Başkalarının oyuncaklarıyla oynadın mı?
Terk etti beni o dost bildiklerim.
Benim sadık yârim yalnızlığımdır
Terk etti gönül verip sevdiklerim,
Benim sadık yârim yalnızlığımdır.
Ben gökte yalnız gezen bir yıldızım,
Ne mal, ne mülk,ne para;
Ne şan,ne şöhret,ne makam;
Ne de cennete kavuşmak istiyorum.
Ey sonsuzluğun sahibi olan yâr!
Senden bir tek dileğim var:
Beni bana geri ver,
Bülbül gülün aşkından bir hal olmuş,
Yok o bağda senin aradığın gül,
Bahçede gül, bülbüle hayal olmuş!
Solmuş gülde bahar,baharda gül,
Sus artık sus, feryat etme ey bülbül!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!