Ey ay yüzlü,kara gözlü,güneş gülüşlü yâr,
Ay tutulur güldüğünde sen,güneş gizlenir.
Çekiyor beni kanın,benim ne günahım var?
Gülünce, gönlümde gamzelerin filizlenir.
Geçer aşkın yolu kaşlarının arasından,
Mütevazi evlerde insanlar yaşardı,
Yağınca yağmur seller oluşur,taşardı.
Güneşle içli dışlıydı bu evler,
Keserdi önlerini çamurdan devler
Yoksuldular; fakat hep umutluydular,
Mükemmel bir güzelliğin sahibisin
Bilmem ki,ey güzel,kimin nasibisin?
Mutlu ediyorsun çevrende herkesi,
Büyücü mü, mutluluk iksiri misin?
Ey gamzesine sürgün olduğum kadın,
İnsanı insan yapan ne baş ne beden ne de kandır,
İnsan,dürürst ve edepli olduğu kadar insandır.
İnsan olan mütevazi olur toprak gibi,
Tepeden bakmaz insana mağrur yaprak gibi.
Yükseltir mi insanı aya,yıldıza kibir?
Anlarsın yüzüne gülümsediğinde kabir.
Tanrılık iddia edenler şimdi nerdeler?
Güz gelince yaprak yere düşer"âh"eder!
Yetim kalan dal,ardından"vâh"eder!
Âh etmek,vâh etmek nafile bugün,
Aslında herkes ait olduğu yere gider.
Koca çınar baharı,yazı yaşadı doyunca,
Bir ak düştü zifiri karanlıkların ortasına,
Eklendi aydınlıklar zincirinin son halkasına.
Yayıldı dalga dalga yüzyıllar boyu ufuklarca,
Beyazlıklar geldi zulüm gecesinin karasına.
Ah,gül yüzünde bir tebessüm de ben olsaydım,
Sevgi, akan bir nehirdir
Gönülden gönüle.
Sıcacıktır ana kucağı gibi.
Güvendir baba ocağı gibi
Sevgi,sevmektir; sevilmektir
Yunus gibi.
Takınca nar dudaklarına vuslat gülünü
Uyandırdın gönlümün uyuyan bülbülünü.
Köle oldu gönlüm,gece gündüz hep yanında,
N’apsın gönlüm; çekicilik var senin kanında.
Anadolu’da çağlayan gibi akarken ben
Zaman, çok vagonlu bir tren
Nereden gelir nereye gider bilinmez,
Geçer dur durak bilmeden
Bazılarını bindirir,bazılarını indirir
Durakta durmadan…
Bir daha binemez inen.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!