İçteki güzellik vurmuş cemale
Bakarken gözlerin içi parlıyor
Yüreği yanarken ermiş kemale
Güneşin ışığı yüzde parlıyor
Ne kışın ayazı gönlünü yakmış
Pembe sözler güzel diye söyleyip
Boş yere yalanla beyni doldurduk
Özümü bozarak özden eyleyip
Hayalci yetişen insanlar olduk
Gününü gün edip eğlence diyen
Pencereden kar yağışı görünce
Gönlüme bir hal oldu
Bir gözüm sevinçten parlarken
Beyazlar giymiş gelinler geldi aklıma
Ne kadar masum,
Ne kadar güzel olurlar
Yazın sıcağında düştüm yollara
Emmim dayım düşmüş ekmek peşinde
Gece gündüz tohum saçmış dağlara
Hasadının düşmüş şimdi peşinde
Güneşin altında rengi karardı
İnsanlar şekilden şekile girdi
Ruhları bozuklar alem yapıyor
Özünü yitiren dertlere girdi
Ruhsuzluk görseniz pirim yapıyor
Öz farklı söylüyor dilleri ayrı
İncecikten bir ses çıkar zurnadan
Tükenmiş gücüyle nefes yetmiyor
Sofradan lokmayı kaparak kaçan
Keyfine Bakarken garip ölüyor
Palazlanan kanat gökte uçarken
Rabbim bana gül verdi
Dikenleri yürekte
Oynaşırken hep gerdi
Her bir derdi yürekte
Her gülenle kaynaşır
Ayırt etme insanı, çekme sakın sorguya
Kalbini islah edip, kurtulsan kötülükten
Her bir yanda ateş var, düşme sakın yangına
Nefsine galip gelen, yaklaşıyor Rabbime
Şu dünyada yaşarken, kalp gözünü açarsan
Rabbim seni hür yarattı bilesin
Özgür insan nerde şimdi de hele
Boyun eğip köle olan utansın
Özgür insan beri gelsin de hele
*
Elmakurdu için için kemirir
Radar gibi gözleri, gelen geçen izlenir
Uzak yakın demeden, baştan ayağa süzer
Herkes olmuş bir kasap, taze et derdindedir
İnsanlıktan çıkana, Baytar niye ki küser
**
Kavuk takmış başına, herkese başı sallar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!