Süzerek bakışı ufukta gezer
Güzellik gönlünde altın sarısı
Gülerken gözleri düşmanı ezer
Girdiği mecliste balın arısı
Uzaktan bakınca kibire bakın
Dünyaya baktıkça tamahım arttı
Gözümüz doymadı hayvana döndük
Aşına işine yeminler kattı
İnsanlık bitince hayvana döndük
Yürekler boşaldı sabırsız olduk
Tam gülecektim
Sonbahar rüzgarı öyle sert esti ki
Dudaklarım geri büzüldü
Benimle birlikte her yer sapsarı oldu
Koskoca ağaç bile boynunu bükerek
Yapraklarını bir bir döktü ya,
Tam kırk gün kırk gece yürüyor çocuklar
Düğüne gitmiyor bu çocuklar.
Bu çocuklar ölümden kaçıyor, ölümden
Ana yok, baba yok
Bacı, kardeş yok yanında
Kuşlar gibi kaçıyor ölümden.
Tanıdım gönül seni
Ezberimde yaşarsın
Sanma ki bilmem seni
Sen gönlümde yaşarsın
Yayarken kokusunu
Tanırmısın kendini, kimsin desem ne dersin?
El kadar bebek iken, annen baban bilmezsin
Anlat desem kendini? Kaç kelime söylersin
Bir açılsa şom ağzın, kim bilir neler dersin
Sen, seni eğer bilsen, özün sözün bir olur
Tapıyor
Ağlatanlar ağlamaz mı, zevk mi alır dünyadan
Ne bu ihtiras, ne bu hırs niye mala tapıyor
Doymuyor gözüyle özü, çıldırıyor dünyada
Hakkı sevmeyi unutan, mala mülke tapıyor
Tarla bizim tohum bizim su bizim
Ekip biçen, arar oldu gözlerim
Boşa giden, akarsular hep bizim
Harman günü boşta kaldı ellerim
Ekip biçmek nasıl diye sorunca
Her kim ki kendisinde, görürse bir hikmeti
Hemen girsin kıyasa, daraya koyup ölçsün
Eşek arısımıdır, yoksa bal arısı mı?
Yiyenlerle sızlayan, tartarak doğru desin
Boş beyinle konuşup, insanı yorma sakın
Taslanma deli gönül
Her dertlerin gelir geçer
Kimselere koyma gönül
Bu dertlerin bir gün biter
Gam kederim gelir her gün




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!