Kahvenin köpüğünü, dudağında hisseden
El sallayıp bakarken, güzel yüzle gülüyor
Al kahveni gel deyip, yüreğiyle bekleyen
Muhabbet tatlandıkça, hoş sesiyle gülüyor.
*
Kahvenin telvesini, yudum yudum içerken
Bak şunların yüzündeki sevince
Ramazanın nuru vurmuş yüzüne
Parıldayan şu güzelim gözüne
Kalbi güzel, kendi güzel sevdiğim
Vermiş Allah, ilhamı da kendine
Taş yerinde ağır kaldırma sakın
Her türlü pisliğin gizlidir orda
Konuşursan akar yediğin haltın
Rezillik diz boyu gizlidir orda
Hileyi yaparken hele bir görsen
Kaleminden Kelam
*
Kaleminden kelam dökerken ağam
Mecliste sohbeti karartır cümlen
Yürekte yok ise neleri yapsam
Sohbetin tadını bozarken bilsen
Bir lokmaya muhtaç olup bakarken
Çaresizce avuçları açarken
Uzattığım ele tekme alırken
Kalk gidelim hadi burdan diyorum
Bizim eller garip olmuş yanıyor
Kalmadı Onur
Kırk yıl desem anlatamam anlamaz
Söyleneni bir kez olsun duyamaz
Koltuktanda bir gün olsun cayamaz
Şu garibi düşünmeyen insan mı
Bu nasıl gidiştir bu nasıl iştir
Öğüten dişliler öküz düveni
Her türlü kötülük sanatsal iştir
Kimsenin kimseye kalmaz güveni
Minare sığmıyor kılıfa gayrı
Bu nasıl gidiştir bu nasıl iştir
Öğüten dişliler çarkın düzeni
Her türlü kötülük sanatsal iştir
Kimsenin kimseye kalmaz güveni
Minare sığmıyor kılıfa gayrı
Neyleyeyim makam ile mevkiyi
Göremezsem ilerleyen bir genci
Ülkemi de ilerletecek genç beyni
Neye yarar yaptığım, yılların eğitimi
Hep kızarım kendime, her demde
Dünya olmuş bir kazan, hiç durmadan kaynıyor
Ne dost belli, ne düşman, herkes oyun oynuyor
Gökten rahmet beklerken, her an bomba yağıyor
Kızıl kanlar akarken, gözler kana doymuyor
Gözleri kan bürümüş, sevginin adı kalmış




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!