Yalancılık sanat olmuş
Doğruları hep haykırır
Yürekleri kara olmuş
Sahtekârlar gül dağıtır
Azgınlaşmış oyun bozar
Hele bak bir gafile, dili olmuş bir papuç
Ulu orta demeden, abuk subuk konuşur
Mel'anetin yüzünü, görsen ortada havuç
Kafa akşamdan sarhoş, lanet sözler uçuşur
*
İki dakka yanyana, oturup da bir dinle
Derdi veren yalan dünya
Bırakır mı hiç yaka mı
Bende seni sevdim güya
Çektirmeden bırakır mı?
Hazır ele geçirmişken
Yüreğim yangın yeri, gözde görsen acıyı
Ağlatanlar utansın, çektirirken sancıyı
Yalanlarla aldatan, unuturlar hancıyı
Söylediğin sözlerle, sevgisiz kalırsınız
Övünme boşa gülüm, elin dilin bir dursa
Yalanı allayıp pullayıp dersen
Peşinden koşuyor bir yığın insan
Yar başına gelip düşeni görsen
Toprağı sulayan bir yığın kan mı?
Kurduğum hayale bir erebilsem
Yalanmış şu dünya, öyle diyorlar
Yemini ederken yalanı görsen
Zincire vurulmuş yürek diyorlar
Eğriyi doğruyu bilmiyor görsen
Hakk yolda ki amaç Hakk-a varmaktır
Dökme suyla hiç, değirmen mi dönermiş
Sevgiyi bilmeyenler, insan mı severmiş
Gülleri kurutanlar murada mı erermiş
Sevmenin şu adı, dünyada hep yalan olmuş
Gözlerime bakarken, kendinden geçiyormuş
Dillerinden düşmez oldu sevgisi
Her gün salar name dolu gülleri
Yalan olmuş özde yokmuş sevgisi
Dilde sevda riya dolu sözleri
Bir elinde gül'ü vardır gelirken
Yalan
Yalan sanat olmuş, en ince nüktelerde
Bilmez ki düşer, karanlık kuyulara
*
Ama! zevk alır aslı olmayan sözlerden
Umut verir, hayalleri yıkarken
Ben yanarken duman başımda oynar
Görenler sanıyor keyfe dalmışım
Kalemim titrerken harflerim kayar
Sevdiğim orada yalınız kalmış
Gök delindi yağmur yağıyor sandım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!