Vara vara vardım bizim eski mehleye
İçim hüzün doldu dertlerimi anlatsam
Geçmişi andıkça hasret kaldım eskiye
Gözlerim aradı bende nasıl anlatsam
Her bir yana döndüm şaşkın şaşkın bakarken
Bir bakalım, bizim evin halına
Çoluk çocuk hepisi de bir hava
Gece gündüz ediyorlar hep kavga
Bizim evde eksik olmaz bir bela
Akşam olup karanlıklar basınca
Şu dünyada, ömür denen nedir ki
İyiyle kötünün, sürecinde geçerli
Vakit tamam olup yolcu yola giderken
Arkansıra herkes bir şey diyor ki
Senin beden, sana şahit olacak
Ettigin iyilikler, senin için geçerli
Budak Özü
*
Budak özü özden akıp giderken
Yıllar oldu gelir diye bekledim
Yüzüm gülmez ömür benden giderken
Bir gün olur gelir diye bekledim
Bu gün bayram dedik gülelim derken
Güldürmedi gine gavurun dölü
El ele verip eğlenelim derken
Zehir etti gine gavurun dölü
Bir araya geldik kıldık namazı
Bu nasıl bir dünya
Herkes kendince girmiş bir oyun içine
Şu dünya dönmüş oyun bahçesine
Kimisi kör ebe oynayıp, gelip bana çarpıyor
Kimisi belinden tabancasını çekip
Seni vurdum, oyundan çık diyor
Bu Vatan Hepimizin
Dar gününde vatanın
Birer neferi olduk
Sormadık sen kimsin diye
Hepimiz birer erat olduk
Ali'si, Ahmet'i, Hasan'ı ne fark ederki
Bir cahilin peşinden yıllar yılı koşarken
Ne iz belli ne yolu şu ömrümü vermiştim
Engellerin üstünden üçer beşer atlarken
Taşlı dikenli yolda ömrü boşa sermiştim
İçine şeytan girmiş insanlığı yok olmuş
Bizim oğlan gözü dikmiş toprağa
Kazmayı vurunca serveti görmüş
Kemiği görenler koşmuş dağlara
Milyonluk servetin peşinde ölmüş
Karanlık gecede ışık vurdukça
Çanakkale geçilir mi bilmeden
Geçmişte içte biriken nefretten
Yıllardır bu topraktaki emelden
Vazgeçmedin, geldin, ta nerelerden
Kimi zaman dost gibi yaklaştın bize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!