Mihraba minbere çıksan da her gün
Doğruyu demezsen vebal sendedir
Parasızlar gelir beş vakit her gün
Paralı gelmezse vebal kimdedir
Makamın geçerli öyle bir yer ki
Bu gün benim veda günüm diyeyim
Ay bile doğmadı karardı gecem
Aklım yön vermiyor nere gideyim
Dillerim lal oldu sessizdir gecem
Yaralı yüreğim şaşırdı yönüm
Ne kara kış da kaldım, ne ayazda
Bedenim yanarken üşüyor gönlüm
Beynim döndü fokurdayan kazana
Gözyaşı akarken, üşüyor gönlüm
Dert sahibi birer birer artıyor
Utancın Bedeli
Utancın bedeli ağır olur sevende
Sevmeyi bilmeyen, utanmayı ne bilsin
Sevenler dost olur, hata yapmaz güzele
Gerçeği bilmeyen güzel, dostu bilemez.
Utandım gardaş, utandım kendimden
Utandım sokak da dilenen şu bebekten
Kurtlar kuşlar yavrusuna sahip çıkarken
Ananın çöpe attığı bebekten utandım
Her gün kocasından sopa yiyen kadından
Uzaktan gelen bir ezan sesi
Uykudan uyandırır uykulu insanları
Haydi bekliyor, sevenleri
Duyan duramıyor yerinde
Geçer harekete aheste aheste
Daha gün bile doğmamıştır ortalığa
Sen yarattın topraktan cümlemizi
Ruh verdin, canlandırdın hepimizi
İman ile doldurdun kalbimizi
Sevdik, sevgili Peygamberimizi
Her toprağa verdin, ayrı hazine
Yarım asır yaşarım ben bu şehirde
Ne insanlar, gördüm güzel ilçemde
Kimiler gezer aslanlar gibi bu yerde
Kimisi de medet bekler yaptığı iş de
Hatır hürmet nedir, sor bir bilene
Anlatayım dedikçe dilim tutuldu
Sözlerin yerine gözyaşım aktı
Kimse görmez sandım, yürek burkuldu
Sevgisiz sevgili sessizce baktı
Gözüne bakınca şaşırdım kaldım
Dil ile anlatır insan derdini
Pervane olurken kor yüreğini
Melekmidir cin mi görsen halini
Özüyle sözüyle sevdim güzeli
Tavrıyla hem hali koyar ortaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!