Nasılda vuruyor şu hayat bana
Yaralarım sırtta değil doktor bey
Nasırlaşmış acılar yürekte yana
Gönlümün dermanı kimde doktor bey
Güvendiğim dağlar kış ile boran
Özüme bulaşınca kara gri lekeler
Deyin bana bakalım nasıl huzur bulayım
Yürekler delinince iman tutmaz dökülür
Bir bilene soralım nasıl huzur bulayım
Yıllar yılı geçiyor Kuranı okumak yok
Benliğime güvenip, her gün yola çıkarken
Doğruluktan kaçarak, insanlığı saçarken
İnsanlara yüksekten, küçümseyip bakarken
Deyin hele çevremde, nasıl insan toplansın
Yürek esir olunca birilerin elinde
Geçti benim karşıma, nasılda bir gülüyor
Hiç durmadan konuşur, durmuş birde soruyor
Cevabımı duymadan, kendi cevap veriyor
Iyi gördüm çok iyi, şimdi nasılsın diyor
Sevdiğini söyleyip, her gün bana söz veren
Nazar değse yanar yürek koz olur
Gözden düşen dolu olur taş olur
Garip gönül bir hoş olur nar olur
Zemheri ayazı, nazar etmesin
*
Söyledim hekime, dert etme sakın
Tek tek basıp yürürken, oynar sazın telleri
Gül yüzüyle gülerken, edası işvesiyle
Nazlı nazlı dönerken, şıkırdıyor elleri
Gündüz gözü mum yakar, yürekteki sevgiyle
*
Gözleri fırıl fırıl, güneş gibi parlarken
Ne Çay İçtim
Ne çay içtim, nede suyu ellerle
Ağız açıp sır vermedim yellere
Bulamadım yakın dostu güllerde
Yaban gülden dost olmuyor insana
Ben insanım diye gezdim dünyada
Sen insansan, niye ayrım yaparsın
Sen Ademden oldun, beni anlatta
Bende bilem, niye bana kızarsın
Her fırsatta yüksek yere çıkarken
Ahirim sen, ömrüm sensin bitanem
Nere gitsem, neler etsem bilmiyom
Açık kaldı, gönül kapım gültanem
Gel desem, gelin mi, bende bilmiyom
**
Ellerin önüne, atıp giderken
Nedendir bu ağıt nedendir sızı
Hırsına yenilen alıyor gazı
Dur durak bilmeden giderken hızı
Önüne geçeni ezip gidiyor
Dönemin en büyük modası oldu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!