Artık görmüyorum gülümseyen;
Hep gününü anlatan kızı,
Soluyor tüm dalım mevsimlerden
Bırak güzü, senindir bu acımasız yazları
Gözlerinde bir evren görüyorum,
Giden yine sendin
Kalan yine benim izlerim
Aldım kalemi defteri;
Ve yazdım sana bu şiiri
Gözümde bir yaş var
Yine bir sabah uyanarak hissettim
Hemde iliklerime kadar sensizliği
Oradan oraya koşuyor,
En kötü halimde bile düşünüyorum seni
Kaç defa sana uzaktan baktım;
Onunlayken hep çiçek isterdi
Bir çiçekle kadın bağdaşır çünkü
Naif ve zarif olmak
Bir kadınla çiçeğe özdeştir
Almadım hiç ona
Bir gece yarısı aklıma girdin
Gecenin üçü resmine kitlendim
Sabah beş civarına varınca,
Tüm geceyi seninle geçirdim
Kahve bir orman gözlerin
Ne kadar seviyorsun diye sor;
"Tek bir tane nar kadar" sana cevabım
O kadar mı seviyorsun diye sorarsan
Birde içimde ki sen tanelerine bak
Kırman, üzmen zerre umrumda değil
Geldi bir gün değiştin mi dedi?
Dörtlüklerden beyitlerimi gösterdim
Hep çabalar peşimden koşardın dedi
İçimden sustum ve tekrar sustum
Hiç dinmeyen bir orman yangını,
Senle tanışınca anladım ki;
Gönlüme yağmur yağdırdığını
Ve bir kez daha baktım, daha da sevdalandım
Gökyüzündeki yıldızlar bile kayıyordu,
Sen ilgimi, ben seni seviyordum
Bunu böyle de izah edeyim sana
Sen gülün kokusunu severken
Bende dikenine kadar seviyordum
Sonra aramıza şehirler,
Ay Güneş olmasa gece parlar mıydı,
Gözümde sen olmadan parlamıyor
Sonra yerini karanlık alıyor
Ve yine bana doğmanı bekliyorum
İnan bir zambak çiçeğini tanırım
şiirleriniz çok güzel