Seni hatırlatır,
Nisan yağmurları.
Seni yaşarım,
Yapraklar dökülürken sonbaharda,
Küllenen aşkın içimde yanar için için.
Doğmayı beklerken bir tohum gibi,
Karanlık toprağa gömülmüşüm ben.
Gökyüzüne uzanan ağaç gibi,
Yeşermez ki dallarım, küsmüşüm ben.
Bir sessizlik sarmış dört tarafımı,
Herkes kendini cilalar, süsler, parlatır.
Ben öyle değilim.
Kusurum da benden,
Kahkaham da, öfkem de.
Hayat,
Gökte yıldız göz kırparken,
Ben giderim, izim kalsın.
Yüreğindeki türküden,
Ben giderim, izim kalsın.
Dağlar dilsiz, yollar sessiz.
Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgârlarım vardır.
Ovalar bana çok dardır;
Beni dağlar anlar ancak.
Şehirler devrik bir tuzak,
Bir gün sabah gelir mi, bilmem...
İnanmıyor sol yanım.
Hüsran denen illete kapıldım,
Çoktan başladı geri sayım.
Yüreğimin kapılarını kapattım,
Alıp başımı gitsem bu şehirden,
Ah, bir gidebilsem senin olmadığın yerlere,
Duvarlara başımı vurup vurup ağlasam,
Gözyaşımla doldursam, sel olup taşsam gittiğim yerde.
Mehtabı seyrederken seni beklesem öylece,
Yalancı yüzden kovuldum,
Nasılsın diye yazma yâr.
Aşk başında sızlar solum,
Kırılmaktan usandım yâr.
Çatlayacak kadar seven,
Gözlerin seraptı çöl aynasında,
Uzanırdım sana; değmezdi elim.
Gülüşün vardı hayal yamacımda;
Hem yakardı yüreğin... Ben neyleyim?
Geceler boyu andım adını da,
Ben seni sevdim, sevdim, bak işte.
Kalıp gibi duruyor hatıralar.
Ne zaman dönüp baksam geçmişime,
Seni görüyorum, eski yaralar.
Ben seni sevdim, sevdim, hem de.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!