Bu aşk illeti kör eder gözünü;
Faili belli bir cinayettir.
Ayağın sürçer, kalbin tekler;
Hayal kırıklığı hep peşindedir.
İç çekerek beklediğin eski,
Yüzünü görmediğim her gün haram,
Tutsağım gözlere, hep bana baksın.
Sensiz ıssız çöl olur, biter yaşam,
Avuçlarımda en büyük duamsın.
Sesin, kulaklarıma "sen" der her an.
Aşkın ete kemiğe bürünmüş hâliyle,
Hiç beklemediğim bir anda kapımı çaldın.
Gökyüzümü rüzgârınla çatırdattı,
Genzimi kavuran tuzlu bakışların.
İliklerime kadar ürperdim,
Kalem kâğıda döküldü,
Kaderime yazıldın, yâr yüzlüm.
Itır ıtır sesin, kokunla kalbime işlendi,
Eksiğim sensin, seninle bütünüm.
Aşkın sen halindeyim,
Aşk acısı, sokulgan bir kedi gibi,
Dokunduğum her şeyde izini bırakır.
Kırık cam parçaları dökülür içime,
Yara almamı bekler, sızım sızım kanatır.
Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur gibi,
Çaresizlikten delirten sevmek,
Hem yanmak hem yakmak.
Nedir bu ateşi körükleyen?
Bir kalp midir "sev" diyen, bağırarak?
Nedir o, biliyor musun?
Tanıdık bir sesle yüzüme vurur;
Pencerenin kenarında duran.
İçimdeki nedensiz yaprak dökümü,
Eteğindeki taşlardan.
İhaneti gördüm yalın ayak;
Bir hayalde bocalıyorum;
Kalbim halden hale giriyor.
Kan öksüren ciğerlerim
Beynimi kemiriyor.
Aklımı yitireceğim;
Başımı ecel yastığına koydum;
Öleceksem kollarına sarılıp öleyim.
Kâbuslar görmeye başladım yine;
Gayrı yüreğime taş basmazsam namerdim.
Dayanılmaz bir ıstırap içindeyim;
Dili dilde közledi, yel.
Göze birden düştü ateş.
Gönle geldi ürkek bir el,
Hare hare çöktü ateş.
Akşamlar zindan yarası,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!