Ana yüreği sedir,
Sevgisi bir panzehir.
Aç da olsa, açık da,
Yoksul gönlü zengindir.
Kahrını çeker sessiz,
Baharı hiç yaşamadım,
Hiç yağmurlarıma ışık düşmedi.
Hangisi düş, hangisi gerçek?
Gözyaşlarıma kim dokundu, sildi?
Bilmezdim hatıraların ağırlığını,
Şakaklarımı dövüyor,
Boyası dökük tahta penceresi.
Nefes alırken ciğerlerimi yakıyor,
Islık çalan rüzgârın sesi.
Kalp atışlarını duyabiliyorum,
Güneşin yüzü soğuk Ankara’da,
Bu ne yaman ölüm rengi?
Hayat donuk, hayat bayat,
Bir adım ötesi beyaz çizgi.
Ay gelmez oldu pencereme,
Hangi kelime anlatır,
Bir nefesin yürekte bıraktığı yükü,
Sessiz bir çığlık gibi,
Gözlerden dökülmeyen yaşları?
Hangi yol var,
Hasret dokundu kalbim raflarına,
Fotoğrafınla konuştu dizlerim.
Kırıldığım yerde tesellim ninnim,
Yaralarım tutunur omzuna,
Be anne.
Buram buram sevgi kokar elleri,
Arkamdaki kocaman candır annem.
Yana yana vurulduğum ilk peri,
Bir fısıltımı gamla duyar annem.
Acılar içimde, ayakucumda,
Çuvaldız kalbimde benim,
Kıyamete kadar sökülmez.
İğne ile dağları kazmak gibi,
Bu kanayan yürek iyileşmez.
Hani ayağına takılır ya zincir,
Pencerem ardına kadar açık,
Yürek üşür bedenle bir hecede.
Ömrün zindana kapısı aralık,
Bu kaçıncı suskunluk dilde?
Son mısralarındayım yılın,
Gönül bir yazgıda,
Bir nefeslik ömrün içinde,
Ararken kayboldum,
Bir lokma, bir hırka yok hükmünde.
Arayıp da bulur muyum kendi kendimi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!